GÜNDEM

Özgür Özel: TÜİK herkesin cebinden para çalıyor!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM grubunda konuştu. Özel, "Bu ülkede Alevisi, Türkü, Kürdü kardeştir. Yaşasın halkların kardeşliği. TÜİK herkesin cebinden para çalıyor. TÜİK kurumdur, o kurumu yönetenleri atayan birileri vardır. Cebinizdeki parayı çalan, TÜİK'in başındaki başkandır" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Sosyal demokratlar, milliyetçi demokratlar, muhafazakar demokratlar, Kürt demokratlar, Türkiye'nin bütün demokratları, dünyanın bütün demokratları bir araya gelecek, faşizmi eninde sonunda yenecek." dedi.

Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Sivas Madımak ve Erzincan Başbağlar olaylarına değindi. Özel, Sivas'ı da Başbağlar'ı da yakan zihniyetin aynı olduğunu söyledi.

Türkiye'de, Alevilerle Sünnilerin, Türklerle Kürtlerin kardeş olduğunu belirten Özel, "Onları birbirine düşürmeye çalışan kim varsa da kalleştir. Tüm Kürtleri, Türkleri, Alevileri ve Sünnileri birlikte selamlıyoruz. Yaşasın halkların kardeşliği, yaşasın Alevilerin Sünnilerin kardeşliği." ifadelerini kullandı.

"Daha büyük başarıları hep beraber elde edeceğimize inanıyorum"

Türkiye İttifakında olan, milli takım için yüreği çarpan herkesin A Milli Futbol Takımı'nın Avrupa Şampiyonası'ndaki çeyrek final mücadelesini izlediğini dile getiren Özel, şunları kaydetti: "Gerçekten de hak etmiştik, çok yaklaşmıştık. Maalesef futbolun cilveleri, kendi içindeki hataları, milli takımımıza yapılan haksızlıklar, verilen haksız ceza, futbol yerine tartışmayı başka zeminlere çekenler ve UEFA'nın yaptığı büyük adaletsizliğin sonucunda milli takımımız son dakikaya kadar pes etmemesine rağmen son 15 dakikadaki iki şanssızlık sonucunda kupaya veda etmek zorunda kaldı. Bütün takımımızı ve Türkiye'nin bütün renklerini birlikte kucaklayan, farklılıkları Türkiye'nin gücü sayan ve milli takımı bir bütün olarak sahiplenen herkesin bu başarısını kutluyorum, daha büyük başarıları hep beraber elde edeceğimize inanıyorum."

Geçen hafta sonu Sosyalist Enternasyonal'ın Avrupa Komitesi'nin ilk toplantısına katıldıklarını anımsatan Özel, toplantıda Avrupa'da aşırı sağın yükselişini, neoliberal politikaların neden olduğu gelir adaletsizliğini ve pek çok konuyu ele aldıklarını bildirdi.

Aşırı sağ, neoliberal politikalar, gelir adaletsizliği, yoksulluk ve işsizlikle mücadelenin solun, sosyal demokratların elinde olduğunu vurgulayan Özel, mezhep ayrımı ve nefret üretenlerin Avrupa'da güçlenerek, faşizmi hortlatarak aşırı sağı yükseltmeye çalıştıklarını anlattı.

Özel, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimi'nde emekliler, yoksullar ve asgari ücretliler için kavga ettiklerini, CHP'nin başarısının, Sosyalist Enternasyonal toplantısına da ilham olarak birinci gündem maddesi haline geldiğini söyledi.

Avrupa'da aşırı sağ tehlikesine karşı birlikte hareket etme iradesi gösteren herkesi selamladığını ifade eden Özel, Türkiye'deki formülü bütün Avrupa'ya ve dünyaya hatırlattığını kaydetti. Özel, "Sosyal demokratlar, milliyetçi demokratlar, muhafazakar demokratlar, Kürt demokratlar, Türkiye'nin bütün demokratları, dünyanın bütün demokratları bir araya gelecek, faşizmi eninde sonunda yenecek." dedi.

Romanya'nın başkenti Bükreş'teki Avrupa Komitesi toplantısında CHP'nin başarısına atıf yapıldığını aktaran Özel, Sosyalist Enternasyonal tarafından oy birliğiyle kabul edilen bildirgede, CHP'nin Avrupa Birliği hedefine ve bu yoldaki yürüyüşüne destek verildiğini söyledi.

"Bir sıfırı etiketlerden, fiyatlardan atacağız ama maaşlardan atmayacağız"

Özel, Avrupa'nın bütün ülkeleriyle CHP'nin savunduğu Avrupa Birliği hedefine verilecek tam desteğin, Türkiye'nin önündeki yol haritasını belirginleştireceğini vurguladı.

Özel, şöyle devam etti: "Bir tarafta milli gelirin 45 bin dolar olduğu, demokrasinin olduğu, insan haklarının en üst düzeyde savunulduğu, kuvvetler ayrılığının tam olduğu bir yer, diğer tarafta 4 bin 500 dolar milli gelir, büyük saraylar, pahalı arabalar, kudretli liderler, fakir halkların olduğu bir yön. CHP olarak, milleti bugünkü halini de arayacak duruma getirecek, 4 bin 500 dolarlık yanlış istikametten, Gazi Mustafa Kemal'in gösterdiği, 10 kat daha zengin ve mutlu olacağımız bambaşka bir istikamete doğru götüreceğiz. Yapılacak ilk seçimden sonra kurulacak hükümette, CHP iktidarında, 10 yıl sonra toplamda yaşanacak olan şudur, AK Parti'nin yaptığı gibi yapacağız, biz de sıfır atacağız. Ama onlar gibi enflasyonu yükseltip sıfırlar sığmayınca hem paradan hem maaştan hem etiketten sıfır atmayacağız. Öyle altı sıfır da atmayacağız, bir tane sıfır atacağız. O bir sıfırı etiketlerden, fiyatlardan atacağız ama maaşlardan atmayacağız."

CHP Genel Başkanı Özel, 31 Mart'ta kendilerine oy veren AK Parti ve MHP seçmenlerini pişman etmediklerini ve etmeyeceklerini belirterek, "CHP'ye oy verdiğinizde 10 yıl sonra cebinizdeki paranın 10 kat değerli olduğunu göreceksiniz. Bugünkü maaşı alıp 4 liraya mazot kullandığınızı düşüneceksiniz. Bugünkü maaşla 1 liraya ekmek aldığınızı düşüneceksiniz. Bugünkü maaşla elektrik faturasının 500 lira değil, 50 lira geldiğini göreceksiniz. Milli gelir artışı ve gelir adaletsizliğini ortadan kaldırmak bu demektir." diye konuştu.

Yapılacak ilk genel seçimlerde CHP'nin iktidar olacağını ifade eden Özel, her geçen gün ekonominin iyiye gideceğini, Türkiye'nin zenginleşeceğini ve herkesin rahatlayacağını dile getirdi.

Grup konuşmasında kürsüye "Srebrenitsa Çiçeği"ni yakasına takarak çıkan Özel, Srebrenitsa Soykırımı anma törenleri kapsamında yarın CHP heyetiyle birlikte Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'ya gideceğini bildirdi.

CHP olarak bundan sonra da Sivas'ı, Başbağlar'ı ve Srebrenitsa'yı unutturmayacaklarını kaydeden Özel, Filistin'i de yalnız bırakmayarak felaketin sürmesine izin vermeyeceklerini söyledi.

Özgür Özel, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıldönümü kutlamaları kapsamında 20 Temmuz'da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) olacaklarını, kendilerine partisinin önceki dönem genel başkanlarının, Barış Harekatı döneminde bakan olan Önder Sav'ın, sağlığı elverirse Erol Çevikçe'nin ve dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş'in kızı Ayşe Güneş Ayata'nın eşlik edeceğini anlattı.

"Kendi uçağımızla gidiyoruz"

Barış harekatının 50. yılında Ayşe Güneş Ayata ile yurtta barış, adada barış, dünyada barış demek üzere bir kez daha KKTC'de olacaklarını kaydeden Özel, "Sayın Erdoğan'a uçakta sormuşlar. 'Çağırdınız geliyor mu Özgür Bey?' diye. O da 'Birlikte gitme teklifimizi yaptık, kendi uçaklarıyla gideceklermiş' dedi. Sayın Erdoğan, A Jet'in, Anadolu Jet'in, Türk Hava Yollarının ya da Türk şirketlerinin filosundaki bütün uçaklar CHP'nin uçağıdır. Kendi uçağımızla gidiyoruz. İhtiyaç olursa çok zorda kalınırsa güçlüklerle kiralanır." diye konuştu.

"Kıbrıs'ta protokoldeki yerimizi alırız"

Özel, 1 yıldır KKTC'ye 1974 Kıbrıs gazisiyle gitmek için çalışma yaptıklarını belirterek, şunları söyledi: "O yüzden buradan 'Efendim Erdoğan çağırdı, Özgür Özel reddetti'. 'Onun uçağı, bunun uçağı' yok. Kıbrıs'ta protokoldeki yerimizi alırız. Makamlara göstermemiz gereken saygıyı gösteririz. Bir daveti reddetmek değil, çok önceden planladığımız şekilde o davete kendi heyetimizle birlikte iki gün önceden gideceğiz ancak orada resmi törenlerde Türkiye'nin ana muhalefet partisini ve CHP'nin üçüncü genel başkanı sabahın köründe televizyonların karşısına çıkıp da ‘Biz adaya savaşa değil Rumlara da barışı götürmeye gidiyoruz’ diyen, harekatı da hedefine ulaştığında kesip, orayı istila etmeyen ve o günden bugüne de tüm genel başkanlarıyla 50 yıldır haklı Kıbrıs davasının arkasında duran partinin genel başkanı olarak gidiyoruz.”

Özel, kamuoyunda 9. Yargı Paketi olarak bilinen "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"nde, kadının soyadına yönelik bir düzenleme olduğunu hatırlatarak, düzenlemenin, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda yapıldığına dikkati çekti.

Anayasa Mahkemesinin daha önce bu alandaki düzenlemeyi, "Kadın ister kocasının soyadını, ister kendi soyadını, isterse ikisini bir kullanır. Hangisini kullanacağına da kadın karar verir." diyerek iptal ettiğinin altını çizen Özel, "Bunun üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi iptal edilen kanunu şöyle getiriyor; eski kanunda 'kadın kocasının soyadını kullanır ancak isterse kendi soyadını da kullanır' cümlesindeki ancak kelimesini 've fakat' olarak değiştiriyorlar. Yani kadın kocasının soyadını kullanır ve fakat isterse kendisininkini de yanında kullanır. Yani bir kelimenin eş anlamlısını koyuyorlar. Böylelikle kadınların anayasal kazanımını tekrar ellerinden almaya çalışıyorlar." ifadelerini kullandı.

Özel, Avrupa'nın hiçbir ülkesinde bu yönde bir uygulama olmadığını belirterek, "Avrupa'da hiçbir yerde kalmamış bu uygulamayı dünyadaki birkaç ülkeyle birlikte sürdürmeye çalışacaksınız ve kadının soyadına karışacaksınız devlet olarak... Sana ne? Kadınlar kararlarını kendileri verirler. Kadının ne yiyeceğine, ne içeceğine, ne giyeceğine, ne zaman nerede dolaşacağına, hangi soyadını kullanacağına sadece kadınlar karar verir." diye konuştu.

TBMM Genel Kurulunda bugün görüşmelerine başlanması beklenen Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifini de eleştiren Özel, öğretmenlerle ilgili olmayan bir değişikliğe gidilmek istendiğini savundu.

Türkiye'de bir milyon atanamayan öğretmen bulunduğunu belirten Özel, kurulması planlanan Milli Eğitim Akademisi ile bir milyon öğretmenin öğretmen sıfatını kaybedeceğini ve öğretmen adayı olacağını söyledi. Akademiye alınacak öğretmen adayının iki yıl boyunca gözlemleneceğini, yaşam biçimine bakılacağını ve bağlılığının sorgulanacağını iddia eden Özel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu akademiye kaç kişi alacak? Maliye Bakanlığı ne kadar kadro serbest bıraktıysa, ne kadar emekli varsa o kadar. Bu sene 20 bin, seneye 22, öbür sene 18 bin. Bir milyon öğretmenden sadece 22 binini akademiye alıp, iki yıl gözleyip iki yıl sonra atayacak. Kendinden olmayanı eleyecek, yandaş olanı atayacak, geri kalana da 'atanmayan öğretmen kalmadı. Akademi var. Daha akademiyi bitirmemişler.' diyecek. Çocukluğundan beri çalışmış, ilkokul, ortaokul, lise, eğitim fakültesi bitirmiş, atamamışlar, şimdi diyor ki 'sen öğretmen olamadın evladım.' Parodi gibi. Mesele bir hakkı elden almak, atanmayan öğretmenin diplomasına el koymak. Bu, Türkiye değil dünya tarihinin en büyük emek, umut, gelecek hırsızlığıdır. Bu şaibeli bakanın yaptığı ne varsa komisyonda arkadaşlarımızın, grup başkanvekillerimizin hepsi, kıymetli milletvekili arkadaşlarımız büyük bir mücadele verdiler. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz."

"Belediye başkanımızın namusuna kefiliz"

CHP Genel Başkanı Özel, daha önce Kanun Hükmünde Kararname ile işten çıkarılan, haklarında soruşturma dahi açılmayan ya da açıldığı halde beraat eden kişilerin mağduriyetlerinin sürdüğünü dile getirdi.

"Bu mağduriyete bir kez daha dikkat çekmek istiyoruz." diyen Özel, "Darbeyle, darbeciyle, Fetullahçıyla, o cani cinayet şebekesiyle işimiz olmaz. Ama gerçekten işi olmadığını ispatlamış masumlara artık haklarının iadesi yapılmalıdır. Bu noktada bir de barış akademisyenleri meselemiz var. Toplam 2 bin 212 akademisyen o belgenin altına imza attı. O günden bugüne bir büyük mağduriyet sürüyor. Barış akademisyenlerinden 2 bin 212'si de üniversiteden atılmadı. Toplamda mesleğinden uzaklaştırılanların sayısı 552. Yani 4 kişiden 3'ü hayatına devam ediyor ama bir tanesini mesleğinden, öğrencisinden, bilimden ayırdılar." dedi.

Yargıya başvuran akademisyenlerden bir kısmının göreve geri döndüğünü, bir kısmının ise görevlerine dönemediğini aktaran Özel, Ankara'daki bazı mahkemelerin, aynı gerekçelerle yapılan başvurularda farklı kararlar verdiğini öne sürdü. Özel, "Mağduriyetlerinin sürdüğü insanlar şimdi de Danıştaya gittiler. Danıştaydaki süreci dikkatle takip ediyoruz." dedi.

Özgür Özel, TÜİK tarafından açıklanan haziran ayına ilişkin enflasyon verilerine tepki gösterdi. 

TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamlarına göre maaşlarda artış yapıldığını anımsatan Özel, "TÜİK, bu iktidara oy veren, vermeyen herkesin cebinden para çalıyor. Bu ay maaşına 3 bin lira zam alacak birisi varsa bilsin ki TÜİK olmasaydı, doğru rakam olsaydı 6 bin lira alacak. 5 bin lira zam alan varsa bilsin ki 5 bin lirası da TÜİK'in cebinde. Ama TÜİK kurumdur, o kurumu yöneten birileri ve onları atayan biri vardır." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Manisa'nın Kula Belediyesindeki yolsuzlukla ilgili sözlerini hatırlatan Özel, Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez'in tutuklanmasının sebebinin kavga ve şiddet olduğunu belirtti.

Olayın yargıya intikal ettiğini dile getiren Özel, "Belediyeye borcu olan bir müteahhit, belediyeden taş almış, bir yıllık çek vermeye kalkmış. Zaten yıllardır ödemezmiş. Onunla tartışmışlar ve tartışmanın sonunda kavga olmuş. Kavgayı, şiddeti, darbı onaylamıyoruz. Çelişkili ifadeler var, süreci yakından takip ediyoruz. Gazi ve polis emeklisi olan belediye başkanımıza, darptan, kavgadan ceza verilirse, suç ispat edilirse boynumuz kıldan ince. Ama sen uçağa bineceksin, gazetecileri alacaksın, 'Kula'da yolsuzluk yapıldı' diyeceksin. Kula'da bir kuruş yolsuzluk değil kamunun alacağını tahsil etmek için yetkinin aşılması, olmadık işlere sapılması, kavgalara karışılması vardır. Belediye başkanımızın namusuna kefiliz. 'Kula'da yolsuzluk var' diyen ispatlayacaktır, ispatlamayan iftiracıdır." diye konuştu.

"Türkiye bu akşam saat 9'da ayağa kalk"

Özgür Özel, "İnsan onuruna yaraşır bir yaşam talep ediyoruz" başlığıyla ortak bildiri yayımlayan ve asgari ücret ile maaşlarda iyileştirme talep eden TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK'in genel başkanlarına teşekkür etti.

Ocak ayında açıklanan asgari ücretin bugün 3 bin 800 lira eridiğini, bu rakamla asgari ücretlilerin geçinmesinin mümkün olmadığını söyleyen Özel, CHP'li belediyeler tarafından hayata geçirilen Emekli Kart projesiyle ulaşım, doğal gaz, pazar ve gıda desteği ve bayram yardımlarıyla emeklilere destek olduklarını aktardı. Asgari ücretin 25 bin lira olması gerektiğini belirten Özel, şöyle devam etti: "Demişler ki 'dört yıl boyunca seçim yok, herkes hesabını ona göre yapsın.' Yani 'şimdi ezerim, günü gelince ağzına bir parmak bal çalarım' diyor. Bu sefer işler öyle kolay değil. 31 Mart'ta gördük, emeklinin çektiği azabı, sana da yaşattığı gazabı. Bundan sonraki süreçte de hem emekliler hem emekçiler hem çiftçiler hem de esnaflar, eğer bu iktidara sesini duyurursa, tepkisini gösterirse, karşınızda durabilecek hiçbir güç yoktur. Buradan bir kez daha söylüyorum; ey Recep Tayyip Erdoğan, ey Devlet Bahçeli, ey Cumhur İttifakı, bu emeklilere, bu çalışanlara, bu esnafa ve bu çiftçilere hakkını vereceksin, zammını yapacaksın. Zam yaparsan geçim olur, zam yapmazsan seçim olur."

Özel, konuşmasının bu bölümünde salondakilerin ayağa kalkarak kendisini alkışlaması üzerine, "Buradan bütün Türkiye'ye sesleniyoruz; Türkiye bu akşam saat 9'da ayağa kalk. Eğer emekliye, asgari ücrete zam istiyorsan; çaya, buğdaya, Malatya'nın kayısısına, fındığa, darıya, üzüme, narenciyeye fiyat istiyorsan bu akşam saat 9'da başlıyoruz. Işıkları yakın, ışıkları kapatın, uzaydan görülecek. Zam isteyenler bizimle birlikte olsun. Ayağa kalkın, ışıkları yakın, hep birlikte sesimizi duyuracağız. Durmadık, yeni başlıyoruz. Zammı söke söke alacağız. Ya zam olacak geçim olacak ya da hiç yolu yok seçim olacak." ifadelerini kullandı.