ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA), bu yıla ilişkin petrol fiyatı tahminini aşağı yönlü revize etti.
EIA'nın "Ağustos 2024 Kısa Dönem Enerji Görünümü Raporu"na göre, petrol fiyatlarının son dönemdeki düşüşe rağmen bu yılın ikinci yarısında küresel petrol stoklarındaki azalma nedeniyle yükseleceği öngörülüyor.
Küresel petrol stoklarının yılın ilk yarısında günlük yaklaşık 400 bin varil, ikinci yarısında ise günlük yaklaşık 800 bin varil azalacağı hesaplanıyor.
Rapora göre, stoklardaki düşüş kısmen Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubunun üretim kesintilerinden kaynaklanıyor.
Buna göre, Brent petrolün ortalama varil fiyatının bu yıl 84,44 dolar seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor. Bu rakam, önceki raporda 86,37 dolar olarak tahmin edilmişti.
Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün ortalama varil fiyatının da 80,21 dolar seviyesinde olacağı öngörülüyor. Söz konusu rakam, geçen ay 82,03 dolar olarak hesaplanmıştı.
EIA, gelecek yıl için Brent türü ham petrolün varil fiyatını 85,71 dolar, WTI ham petrolü ise 81,21 dolar olarak aşağı yönlü revize etti.
Fyatlarda gelecek aylarda öngörülen artışa rağmen 2025 yılı için ortalama fiyat tahminleri büyük ölçüde petrol tüketiminde beklenen azalma nedeniyle düşürüldü.
- ABD'nin ham petrol üretimi
ABD'de günlük ortalama ham petrol üretiminin bu yıl yaklaşık 13 milyon 230 bin varil olması bekleniyor. Bu rakam geçen yıl yaklaşık 12 milyon 930 bin varil olarak kayıtlara geçmişti. 2025'te ise üretimin 13 milyon 690 bin varile çıkacağı hesaplanıyor.
Geçen ayki raporda rakamlar bu yıl için 13 milyon 250 bin varil, gelecek yıl için ise 13 milyon 770 bin varil olarak tahmin edilmişti.
Küresel petrol arzının ise bu yıl günlük 102 milyon 360 bin varil, gelecek yıl 104 milyon 440 bin varil olacağı öngörülüyor.
Öte yandan, küresel petrol tüketiminin bu yıl günlük 102 milyon 940 bin varil, gelecek yıl 104 milyon 550 bin varil olacağı tahmin ediliyor. Talep tahminini aşağı yönlü revize eden EIA, bunun büyük bir kısmının Çin'de yavaşlayan ekonomik büyümenin yol açtığı dizel tüketimindeki düşüşten kaynaklandığını belirtiyor.