Birlikte Daha Güçlü Bir Gelecek Zirvesi'ne katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ekonomiye dair açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, OVP, enflasyon, depremin etkileri, büyüme ve fiyat istikrarı gibi konulara değindi.
Yılmaz, ''100 yıllık birikim zemininde şimdi Türkiye Yüzyılı diyoruz. Cumhurbaşkanımızın bu birikim üzerine oluşturduğu bu Türkiye vizyonuyla geleceğe bakıyoruz. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin kurucusu, Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, büyük devlet adamı, fikir adamı, reformcu lider Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını, Cumhuriyeti kuran, katkıda bulunan bugünlere getiren herkesi rahmetle minnetle yad ediyorum. Cumhuriyeti sadece 1 gün kutlamakla kalmayalım, Cumhuriyetin ideallerine sahip çıkalım'' dedi.
Yılmaz, Cumhuriyetin aynı zamanda fırsat eşitliği olduğunu vurgulayarak, “Bingöllü biri olarak Cumhuriyet değerleri sayesinde bu konumdayım” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’de siyasi belirsizlikler ortadan kalktı”
Ekonomide belirsizliğin etkisine değinen Yılmaz, “Ekonomi belirsizliğin en alt düzeyde olması gereken bir alan. Belirsizliğin olduğu yerde ekonomik gelişmeler büyük darbe yiyor. Öngörülebilirliğin sağlandığı, belirsizliğin azaltıldığı ortamlar ekonominin gelişme için son derece önemlidir. Geçtiğimiz aylarda iki önemli gelişme yaşadık. İlki; siyasi gelişmeler. Mayıs ayında hem meclis hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yaptık. 5 yıllık bir süre için Türkiye’de siyasi belirsizlikler ortadan kalktı. Artık Meclisimizde kimin çoğunluk olduğunu biliyoruz. Cumhurbaşkanımız halktan güven aldı. Siyasi belirsizlikler ortadan kalktı. Genel politikalar anlamında siyasi belirsizlik ortadan kalkmış oldu. İkinci gelişme; yeni hükümetin kurulur kurulmaz, ortak akılla oluşturduğu politika dokümanları. Bu noktada da politika belirsizliklerinin ortadan kalktığını ifade etmek isterim. OVP ile 12’nci 5 yıllık kalkanıma planıyla Cumhurbaşkanlığı 2024 yılı programıyla ve bütçemizle politika belirsizlikleri ortadan kalktı. Öngörülebilirliğin arttığı bir döneme girmiş durumdayız” diye konuştu.
“Orta vadede 4 temel öncelik”
Orta vadede 4 temel öncelikleri sırlayan Yılmaz, “Birincisi afetlerin yaralarını sarmak, ülkemizi risklere karşı hazırlamak. İkincisi fiyat istikrarı sağlamak, makro ekonomik istikrarı sağlamak, enflasyonda yeniden tek haneli rakamlara dönmek. Bunları yaparken büyümeyi, istihdamı devam ettirmek. Resesyona girmeden bunları başarmak. Bütün bunları insan için yaptığımıza göre, bu süreçlerde sosyal refahı gözetmek, korumak, dengeli bir şekilde bu süreci yönetmek. Bu temel önceliklerle hareket edeceğiz” şeklinde konuştu.
“Bu yıl bütçemizde 762 milyar lira afetin yaralarını sarmak için kaynak ayırdık”
Afetlere ayrılan kaynaklar hakkında bilgi veren Yılmaz, “Bu yıl bütçemizde 762 milyar lira afetin yaralarını sarmak için kaynak ayırdık. Gelecek yıl 1 trilyon 28 milyar lira kaynak ayırdık. Orta vadede 3 trilyon liranın üzerinde sadece merkezi yönetim bütçemizde afetin yaralarını sarmak için harcama yapacağız. Bunun büyük bir kısmı yatırım niteliğinde harcama. Ülkemizi geleceğe daha iyi hazırlamaya yardımcı olacak harcamalar. Afet risklerini azaltıcı harcamalar planladık. Bu da büyük bir dönüşüme ihtiyaç duyuyor. Bu konuda ciddi çalışmalar sarf ettik. Cumhurbaşkanlığı kararıyla Kentsel Dönüşüm başkanlığı oluşturduk. Geçmişte genel müdürlük olan kentsel dönüşüm artık başkanlığa dönüştü.
“2026 yılında tek haneli enflasyon rakamına ulaşmayı hedefliyoruz”
Enflasyon için beklentilerini açıklan Yılmaz, “Yapısal reformlarla tahkim edilmiş şekilde fiyat istikrarını ve makroekonomik istikrarı güçlendirmeye dönük politikalarımız devam edecek. Türkiye geçmişte tek haneli rakamları yakaladı. Bunun ekonomik ve sosyal faydasını gördü. Tekrar kademeli olarak bu rakamlara döneceğiz. 2026’da tek haneli rakamları hedefliyoruz. Gelecek yıldan itibaren bir düşüş seyri var. Gelecek yılın ortalarında itibaren enflasyondaki yıllık düşüşleri ve politikalarımızın sonuçlarını görmüş olacağız. Ama aylık baz daha önceden bu etkiler görülecek. Gelecek yılın ortalarında net şekilde dezenflasyonist süreci görmüş olacağız. 2026 yılında ise tek haneli rakamlara ulaşmayı hedefliyoruz” açıklamasında bulundu.
Ağırlıklı olarak üretimden, yatırımdan, ihracattan kaynaklanan bir büyüme elde edileceğinin altını çizen Yılmaz, “Tüketimi belli bir dengede tutacağız ancak asıl büyümeyi üretim, ihracat ve yatırımla sağlayacağımız bir perspektifimiz var” dedi.
“1 trilyon 100 milyar dolara yakın bir rakam bekliyoruz”
Bu yıl milli gelirin 1 trilyon doları aşacağını belirten Yılmaz, “1 trilyon 100 milyar dolara yakın bir rakam bekliyoruz. Kişi başına düşen gelir 12 bin doları aşmış olacak. OVP’nin sonu 2026 yılında ise 15 bin dolara yakın kişi başı gelir öngörüyoruz. Dünya Bankası’nın bir eşiği var; kişi başına 13 bin 800 doları aştığınızda yüksek gelirli ülkeler ligine adım atmış oluyorsunuz. Daha sonra gidecek çok yolumuz var elbette” diye konuştu.