33 ülkenin ise çekimser kaldığı oylamada kabul edilen Gazze ve Filistin Konulu Karar'da çocuklar, kadınlar, gençler, öğretmenler ve eğitim çalışanları başta olmak üzere sivillere saldırıların derhal sona erdirilmesi, okullar ve üniversitelerin hedef alınmaması ve kültürel mirasa daha fazla zarar verilmemesi çağrısı yapıldı.

Gazze'de gazetecilerin öldürülmeye devam edilmesinin ve basın merkezleri ve medya kuruluşlarının hedef alınmasının kınandığı kararda, suya ve enerjiye erişimin ve insani yardımların engellenmesinden duyulan endişe dile getirildi.

Gazzeliler hem açlıkla hem soğukla savaşıyor! Gazzeliler hem açlıkla hem soğukla savaşıyor!

UNESCO yönetiminden Gazze'ye acil yardım için acil program hazırlaması ve bunu uygulamaya geçirmesi talep edilen kararda, UNESCO'nun yetki alanlarında ilgili ortakların da bu amaçla seferber edilmesi istendi.

Türkiye'nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Gülnur Aybet, kararla ilgili konuşmasında, Gazze'deki sivil nüfusun İsrail'in rastgele saldırıları nedeniyle acı çekmeye devam ettiğine dikkat çekerek, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 10 binden fazla kişinin öldüğünü hatırlattı.

Aybet, bu saldırılarda saatte ortalama 6 çocuğun öldürüldüğüne işaret ederek felaketin bölgedeki sağlık çalışanların tarafından "Yaralı Çocuk Hayatta Olmayan Aile" (WCNSF) olarak adlandırıldığını söyledi.

İnsanlığa karşı suç işlendiğinin altını çizen Aybet, "Milyonlarca insanın acısını durdurmak için derhal ateşkese ihtiyacımız var ve Gazze'ye engelsiz insani yardım akışı sağlanmalıdır." dedi.

Aybet, "Bu bağlamda, son kararın BM Genel Kurulunun özel oturumunda büyük bir destekle kabul edilmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Başta ateşkes olmak üzere karardaki çağrıların bir an önce hayata geçirilmesini umuyoruz." ifadelerini kullanarak, bölgede kalıcı çözümün 1967 sınırlarına dayanan ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin Devleti'nin hayata geçirilmesiyle mümkün olacağını söyledi.

Evrensel değerlere, uluslararası hukuka ve insani ilkelere dayanan politikaların dünyanın belirli bölgeleriyle sınırlanamayacağına vurgu yapan Aybet, bunların Orta Doğu dahil her yerde uygulanması gerektiğini kaydetti.

Aybet, İsrail'in saldırılarının UNESCO'nun yetki alanında kalan meselelere de zarar verdiğini dile getirerek "Okullar neredeyse her gün hedef alınırken, Filistinli çocukların eğitime erişimi de giderek zorlaşıyor. Bombalamalar onlarca gazetecinin ölümüne ve Filistin'in kültürel mirasının yok olmasına da yol açtı. UNESCO'nun diğer çatışma alanlarında olduğu gibi mevcut durumu izlemek ve hafifletmek için kendi uzmanlık alanında sunabileceği çok şey var." dedi.

Bu arada oylamada karara "hayır" diyen ülkeler ABD ile Almanya, İtalya, Paraguay, Çekya, Hırvatistan, Guatemala ve Avusturya oldu.

ABD'nin karar tasarısına sunduğu değişiklik önergeleri ise 35'e karşı 59 oyla reddedilirken 39 ülke çekimser kaldı.