Miraç, kelime manası itibariyle "merdiven", "yükselecek yer", "en yüksek makam" manalarına gelmektedir. Sözlükte “yukarı çıkmak, yükselmek” anlamındaki urûc kökünden türemiş bir ism-i âlet olan mi‘râc kelimesi “yukarı çıkma vasıtası, merdiven” demektir. İslam aleminde "Allah'a yükseliş ve arınma" olarak kabul edilir.

Terim olarak Hz. Peygamber’in göğe yükselişini ve Allah katına çıkışını ifade eder. Olay, Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya gidiş ve oradan da yükseklere çıkış şeklinde yorumlandığından kaynaklarda daha çok “isrâ ve mi‘rac” şeklinde geçerse de Türkçe’de mi‘rac kelimesiyle her ikisi de kastedilir.

Üç aylardan Receb–i Şerifin 27. gecesini şereflendiren olay Rahmetellil Alemin Hz. Muhammed (s.a.v.) efendimizin “İsraveMirac” mucizesinin gerçekleşmesidir. Bu gece, sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) hiç bir nebi ya da resule nasip olmayan bir lütuf ve mazhariyete nail olmuş ve bu büyük mazhariyetin bir tecellisi olarak; insanlığa özellikle inananlara bir çok manevi hediyelerle dönmüştür. Bu bakımdan Mirac, sadece Peygamberimiz (s.a.v.)’i değil, tüm insanlığı ilgilendirir.

Mi’rac gecesi; Yüce Allah’ın sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV)’e büyük hakikatlerin İlâhi sırlarını gösterdiği, vasıtaları kaldırarak İlâhi vahye muhatap kıldığı, kendi âyâtını ve kâinatın sırlarını seyrettirdiği, mü’minlere beş vakit namazın farz kılındığı ve biz Müslümanlar için de İlâhi lütuflarla dolu olan bir gecedir. Peygamberimiz (SAV)’in hayatı içinde önemli bir yeri olan Mi’rac, Allah'ın, sadece Sevgili Rasülü Hz. Muhammed (SAV)’e bir ihsanıdır. Bu gecede Cenab-ı Hakk, Hz. Muhammed (SAV)’i Kudüs’ten başlayan göklere, daha sonra da hiçbir insan ve hiçbir meleğin erişemeyeceği yüce makama yükseltmiştir.

Kolonları olmadan ayakta duran bina! Kolonları olmadan ayakta duran bina!

Peygamber Efendimiz “Recep ayında bir gün ve gece vardır ki Receb’in 27. gecesidir. Kim o gün oruç tutar ve geceyi ibadetle geçirirse yüz sene oruç tutmuş ve yüz sene ibadet yapmış gibi olur” buyuruyor.

Salat ü selâm okumak. Bu mübarek gece kusur ve günahlarımızdan tevbe ve istiğfarda bulunmalıyız. En azından bir tesbih “Estağfirullah” demeliyiz.

Bu geceyi namaz kılarak ibadetle geçirmenin sevabı çok büyüktür. Miraç gecesi ve gündüzündeki namazları cemaatle kılmaya son derece gayret göstermelidir. Kaza namazı bulunan kimseler, bu namazlarını kaza etmeye çalışmalıdırlar. Ayrıca tesbih namazı da kılınabilir. Ancak üzerinde kaza namazı bulunan kimselerin bu gibi mübarek gecelerde nafile namaz yerine kaza namazı kılmaları daha yerinde olur. Bu sebeple kaza namazı olan kimseler bol bol kaza namazı kılmalı ve bu gece kılınacak bütün nafile namazları, kaza namazı olarak niyetlenmeli ve öylece kılmalıdırlar.