Zorlu, Genel Başkan Meral Akşener başkanlığındaki Başkanlık Divanı'nın ardından, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Başkanlık Divanı'nda, ülke gündemini değerlendirdiklerini, Lozan Barış Antlaşması'nın 100. yılını kutladıklarını ifade eden Zorlu, bu antlaşmanın Türkiye'nin uluslararası alanda resmen tanınmasının belgesi olduğunu belirtti. Kürşad Zorlu, "Lozan Barış Antlaşmasıyla yaklaşık 300 yıldan beri Türk milletinin aleyhinde cereyan eden olaylar noktalanmış ve Türk varlığı uluslararası alanda çok daha saygın bir konuma taşınmıştır." diye konuştu.
Hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren Zorlu, ülkenin ekonomik bağımsızlığının tehlikede olduğunu, milyonlarca vatandaşın açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşadığını öne sürdü.
Hükümetin emeklileri de gözden çıkardığını savunan Zorlu, "Siyasi iktidara bir kez daha sesleniyoruz, hatanızdan geç olmadan dönünüz. Gelin, yarın olağanüstü toplanan Mecliste hem emeklilerimizin sıkıntılarını hem de ekonomide yaptığınız yanlışları tekrar görüşelim. Mecliste ara vermeden, Türk milletinin temel sorunlarını çözmek adına çalışmalara devam edelim." dedi.
- Sorular
Açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularına yanıtlayan Kürşad Zorlu, "İYİ Partinin, Kılıçdaroğlu ile Ümit Özdağ arasında olduğu belirtilen ve kamuoyunda tartışılan gizli protokole yaklaşımı nedir? Sayın Akşener'in bu gizli protokolden haberi var mı?" sorusu üzerine, en baştan bu yana şeffaflık ilkesini ayakta tutmak adına büyük mücadele verdiklerini, Akşener'in seçimden önce de sonra da bu ilkeye sadık kaldığını söyledi.
Zorlu, bakanlık dağılımıyla ilgili başından beri seçim sonuçlarının beklenmesinden yana olduklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Biz, oy oranına göre hangi partilere, hangi sayıda, hangi bakanlıkların düşeceği konusunda yol haritamızı daha önce ortaya koymuştuk. Sayın Kılıçdaroğlu'nun şu ifadesi de önemlidir, 'İki kişinin namusuna emanet edilmiş bir metin' denildi. Bunun özellikle kamuoyumuz tarafından hassasiyetle irdelenmesi gereken bir ifade olduğunu söylemek isterim. Bu bizim dışımızda bir olaydır ama bu cümle, Türk siyasetinin bugünü ve yarınları için önemli bir ifadedir. Bunun sebep ve sonuçları, altındaki gerekçeler araştırılsın diyorum.
Bununla birlikte elbette bu metinden, yapılan protokolden, içeriğinden Sayın Genel Başkanı'mızın haberi yoktur. Niye yoktur, hatırlarsanız o tarihte 7 maddelik bir mutabakat metni yayınlanmıştı. Bu metinde yer alan ifadelerin bizim politikalarımıza, milletimizin hassasiyetlerine aykırı olmadığından bahisle bir sakınca görmediğimizi Sayın Genel Başkan'ımız milletimizle paylaştı. Henüz hangi bakanlıkların hangi partiye verilmesi kararlaştırılmamışken, bu dağılım ortaya konulmamışken ortaya çıkan bu protokolün, bizim duruşumuz ve ilkelerimiz çerçevesinde doğru olmadığını ortaya koyduk. Sayın Genel Başkan'ımız da bunu ifade etti."
-"Yerel seçimlerin farklı bir doğası, farklı işbirliklerine açık bir yapısı var"
"Gizli protokolün ardından yerel seçimlere yönelik olası bir işbirliğinin kapısı tamamen kapandı mı?" sorusuna karşılık Zorlu, ittifak ve işbirliği konusu gündeme geldiğinde partisinin isminin öne çıktığını, bunun da İYİ Partinin Türkiye'nin kilit partisi olmasıyla açıklanabileceğini belirtti. Kürşad Zorlu, şöyle devam etti:
"Amacımız, tüm gayemiz, tek başına 81 ilde adaylarımızı çıkarma hedefiyle bu önemli seçime hazırlanmaktır. Yerel seçimlerin farklı bir doğası, farklı işbirliklerine açık bir yapısı var. Önümüzdeki aylarda gelişmelere göre yetkili kurullarımız bunu değerlendirirler, toplanırlar ve ne olup ne olmayacağını milletimizle paylaşırız."
İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, kesin ihraç istemiyle ilgili disipline sevk edilen partililere ilişkin soru üzerine de bu kişilerin parti içi eleştirilerinden dolayı disipline sevk edilmediklerini söyledi. Zorlu, "Bu, muhaliflik gibi birtakım iddialarla ortaya çıkmış bir soruşturma süreci değildir. Hakaretle, partiye zarar veren davranışlarla, çıkışlarla eleştiriyi birbirinden ayırmak gerekir. Biz bunun ayrımını bilerek, gözeterek bu süreçleri inşa ediyoruz." diye konuştu.