GÜNDEM

Dervişoğlu: Asgari ücret en az 28 bin lira olmak mecburiyetindedir!

Dervişoğlu, İYİ Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Dervişoğlu, "Temmuz ayında tekrar arttırılmak kaydıyla 2025 yılının ilk yarısında net asgari ücret en az 28 bin lira olmak mecburiyetindedir. Bunun altında kalan ücret, Türk milletine zulümdür" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, "Temmuz ayında tekrar arttırılmak kaydıyla 2025 yılının ilk yarısında net asgari ücret en az 28 bin lira olmak mecburiyetindedir. Bunun altında kalan ücret, Türk milletine zulümdür." dedi.

Dervişoğlu, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada 10 Kasım'da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü bir kez daha andıklarını anımsatarak, onu anmakla anlamak arasındaki mesafenin hala çok büyük olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni eleştiren Dervişoğlu, "İktidar, bu ucube sisteme geçtiği günden beri hiçbir hedefi tutturamamış, öngörüsü gerçekleşmemiş, milletimize verdiği hiçbir vaadini yerine getirememiştir. Devletimizin işleyen bütün kurumlarını çökerten, hayata geçirdiği uygulamalarla kamu kurum ve kuruluşlarını işlevsiz hale getiren AKP, özellikle çalışma hayatını tüm emekçiler, işçiler için çekilmez hale getirmiştir." diye konuştu.

Dervişoğlu, devletin olmazsa olmaz temel ilkeleri olan hukuk ve sosyal devlet olma vasıflarının zaafa uğratıldığını, hastanelerin AVM haline getirildiğini, hastalara alışverişe gelen müşteri gibi bakıldığını, vatandaşların hekimlere düşman edildiğini savundu.

"Asgari ücret en az 28 bin lira olmak mecburiyetinde"

Asgari ücretin gerçekleşen enflasyon oranına göre değil, hedeflenen enflasyon oranına göre belirlenmek istendiğini belirten Dervişoğlu, şöyle konuştu: "Eğer geçtiğimiz yıllarda hedeflenen enflasyon oranı esas alınsaydı, bugün asgari ücret kaç lira olacaktı? 2006 itibarıyla bu yöntem benimsenseydi, asgari ücret sadece 1875 lira olurdu. Eğer 2019'dan itibaren hedeflenen enflasyona göre bir hesaplama yapılsaydı, bugün asgari ücret yaklaşık 4 bin 100 lira olacaktı. Bugünkü 17 bin liralık asgari ücretin vatandaşımızı mahkum ettiği yaşam standardını düşünürsek varın gerisini siz hesap edin. 'Asgari ücret, hedef enflasyon kadar artırılmalı' diyenlere şunu sormak isterim; yüksek enflasyon nedeniyle çalışanların 2024 yılında yaşadığı refah kaybı ne olacak? Biz sizin enflasyon tahmininize nasıl güveneceğiz? Neredeyse her ay enflasyon tahminini artıran siz değil misiniz? 2025 yılı için yüzde 5 olarak başladığınız enflasyon tahminini en son yüzde 21'e yükselttiniz. Bunun daha kaç kere değişeceği de meçhuldür. Türkiye ekonomisi o kadar kötü yönetilmiştir ki asgari ücret için hangi rakamı konuşsak çalışan için düşük, işveren için yüksek kalmaktadır."

Dervişoğlu, 2024 yılı için yıl sonu TÜFE tahmininin en son yüzde 44 olarak revize edildiğini, 2024 yılında yıllık ortalama tüketici fiyat artışının en az yüzde 58,5 olacağını, gerçekleşen enflasyon kadar ücret artışının çalışanların yaşadığı refah kaybını telafi etmediğini belirtti.

Asgari ücret tutarına ilişkin önerisini açıklayan Dervişoğlu, "İşverenlerin de durumu göz önünde bulundurularak, temmuz ayında tekrar arttırılmak kaydıyla 2025 yılının ilk yarısında net asgari ücret en az 28 bin lira olmak mecburiyetindedir. Bunun altında kalan ücret, Türk milletine zulümdür. Bu zulmün hesabını sormak da boynumuzun borcudur." ifadelerini kullandı.

ABD'deki seçimler

ABD'deki seçim sonuçlarını da değerlendiren Dervişoğlu, Donald Trump'ın ilk döneminde Türkiye ile yaşanan sorunları hatırlattı.

Dervişoğlu, "Dış politikada keyfi davranamazsınız. Uluslararası siyasette gerçekçi olmak zorundasınız. Devletler arası ilişkilerde esas olan çıkardır. Gözetilmesi gereken tek çıkar ise Türk milletinin çıkarlarıdır. Bir daha Türk devletinin aşağılanmasına izin vermeyin. Biraz olsun onurlu, biraz olsun gururlu olun Allah aşkına artık biraz Türk olun." dedi.

Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni eleştiren Dervişoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Ülkemizin güvenliği için atılan bir adım olarak sunulmak istenen düzenleme, aslında ifade özgürlüğünü sınırlayan, eleştiriyi kriminalize eden, kamusal alanda bazı faaliyetlerin devlet güvenliğiyle ilişkilendirilip cezalandırılmasını sağlayan bir istibdat arayışıdır. Burada asıl olan devletin güvenliği değil, iktidarın güvenliği ve keyfiliğidir. Soğuk savaş döneminde değiliz Sayın Erdoğan. Mülteci politikalarına karşı çıkan, demografik değişim endişelerini dile getirenleri bile etki ajanı olarak nitelendirmeyi mümkün kılacak bu yasa teklifini şiddetle reddediyoruz. Yol yakınken bu hatadan dönün. Demokrasiyi katleden, ifade özgürlüğünü sekteye uğratan, söz söyleme ve eleştirme hakkına tecavüz eden iktidarın; istediğini ajan, gerçek ajanı da masum ve muteber ilan ettirebileceği bu derebeylik yasasına sonuna kadar direneceğiz."