Ana Manşet

Eczanelerdeki ilaç sıkıntısı ve zamlı fiyatlar vatandaşı aktarlara yönlendirdi!

Bazı tıbbi ilaçların eczanelerde bulunamaması ve ilaç fiyatlarının fahiş oranda zamlanması, vatandaşı aktarlara yönlendirdi. Geleneksel şifaya olan ilgi, son zamanlarda artmaya devam ediyor. Doğal ve bitkisel içerikli ürünlerin sağlık alanında tercih edilmesi, aktarların yeniden popüler hale gelmesine neden oldu.

Özel Haber

Begüm Sıla EREN- Türk tıbbının köklü geçmişine dayanan geleneksel ilaçlar, son yıllarda modern tıbbın yanı sıra tercih edilen alternatif bir tedavi yöntemi haline geldi. İçerisinde doğal bitkilerin bulunduğu karışımlar, çeşitli sağlık sorunlarının tedavisinde kullanılıyor ve yan etkileri olmayan bir seçenek olarak öne çıkıyor.

Pandemi sonrası aktarlara artan yoğun ilgi ve farkındalık artıyor.  Çeşitli baharat ve doğal bitkisel yağların bulunduğu aktarlarda, covid-19 sonrası bilinçlenen tüketiciler, çeşitli ürünleri alarak, kullanıyor. Sağlıklı yaşamın sırlarından bahseden Muharrem Sıtkı ise, atalarından gelen bu geleneksel sırrın önemini Yeni Journal’a anlattı.

“Tecrübelerimize dayanarak, tavsiye veririz”

 

Tüketicinin en çok tercih ettiği ürünleri sıralayan Muharrem Sıtkı “Zencefil, Zerdeçal, Keçiboynuzu çok sık tercih ediliyor. Ek olarak, üzerlik tohumu ve papatya ile buhar yapılıyor, bu ürünler bahar aylarında çok ilgi görüyor. Bizim öneri yapmamız yasak biz sadece geçmiş tecrübelerimize dayanarak, tavsiye veririz. Ancak ilaç kullanan kişilerin dikkat etmesine her zaman önem çekeriz. Elbette doktora başvurmak her zaman önceliklidir. Bizim tavsiyemiz ile tüketiciler yaz ve kış aylarında; tarçın, karanfil, zencefil, adaçayı, papatya, ıhlamuru evlerinde saklayabilir ve tüketebilir” dedi.

“Her bitki doğal diye masum olmuyor

Doğal ürünlerin fazlasının zararlarını özetleyen Muharrem Sıtkı şunları söyledi: “Elbette tüketilen her ürünün faydaları olduğu kadar zararları da var. Doğal diye masum değiller, kişiye göre yan etkileri de bulunabiliyor. Kan sulandırıcı ilaç alan bir kişi aynı zamanda zencefil tüketmemeli ya da şeker hastası biri, keçiboynuzu yememeli, bal yememeli dikkat etmeli. Benim en sağlıklı önerim su oluyor, eğer bir böbrek rahatsızlığınız yoksa günde 2 buçuk 3 litre kadar su içmek faydalı. Su içmemek “intihar” gibidir, tüm hastalıkların sebebi az su içmekten kaynaklanıyor. Biz dededen toruna bu işi yapıyoruz. Ben renkli bir karakterim, bu işi seviyorum, bu kokuları, bu renkleri sevdiğim için, işimi de seviyorum. Zeytinyağı limon karışımı da her sabah aç karnına tüketilmesi takdirinde; böbrek, bağırsak, mide, kalp gibi birçok organa faydalıdır. Alkol ve sigaradan uzak durmak daha sağlıklı yaşamın temelidir.”

“Burası benim ekmek teknem ancak ben doğrucu davranmaya özen gösteriyorum”

Zayıflama ürünlerine şiddetle karşı çıkan Muharrem Sıtkı sözlerine şöyle devam etti: “Yıllardır bu işi yapıyorum, aktarım ve burası benim ekmek teknem ancak ben doğrucu davranmaya özen gösteriyorum. Dolayısıyla zayıflama ürünlerini önermem, sağlıklı yeşil ürünler tüketilmeli. Dereotu, roka, tere, maydanoz, yeşil soğan tüketmek çok faydalıdır. Özellikle tiroit başta tüm vücudumuza faydalı besinler, aynı zamanda zayıflamak isteyen kişiler bu ürünleri tercih etmelidir. Açlık otu bağırsakları çalıştırma amacıyla kullanılır, ancak bağırsakların her vücutta kendine has bir yapı ve gelişimi bulunuyor. Dışarıdan sürekli bir etkide bulunmak doğru değil, bu sebeple çok önerilen bu ürünü ben önermem. Acı tüketmek çok faydalıdır, kanserle savaşmak için vücudun ihtiyacı olan bir baharattır. Açlık otu ve sinameki bitkileri uzun kullanım için tercih edilmemelidir, mecbur kalınca kullanılabilir ancak uzun kullanım uygun ve sağlıklı değildir.”

 

“Bizim işimiz sezonluktur, kış olunca insanlar öksürür ve sezon başlar”

Ürünleri kullanırken, özen ve dikkat edilmesi gerektiğini belirten Muharrem Sıtkı, “Bizim işimiz sezonluktur, kış olunca insanlar öksürür ve sezon başlar. Bu dönemde her aktarda yer alan ürünleri kullanmamalı ve özen göstermeliler, ilaç kullanan kişiler, hastalıkları olan kişiler ürünlere çok hassas yaklaşmalıdır. Ek olarak vücuttaki kemik gelişimi ve onarımına önem verilmelidir. Et suyu, tavuk suyu, kemik suyu, paça çorbası bunlar tüketildiği takdirde, romatizma, kıkırdak doku, sıvı kaybı gibi şikayetlere iyi gelir. Küçüklüğümde keten tohumunu kuşyemi olarak satardık, zaman geçti araştırmalar, bir balıktan 8 kat daha faydalı olduğunu ortaya koydu. Sıfır yan etkisi olan bu ürün; omega 3, omega 6, omega 9, kemik, bağırsak, mideye birebir faydalı bir üründür. Pandemi döneminde insanlar daha bilinçlendi, o dönemde gelenler, sumak, zencefil, zerdeçal, karanfil gibi bitkilere akın ettiler, şimdi de devam ediyorlar, daha bilinçli bir tüketim oluştu diyebilirim” ifadelerine yer verdi.

 

“İnsan sağlığı söz konusu ve insana fayda sağlamak en önemli ilke”

Tüketicilerin aktar alışverişlerinde dikkat etmesi gerekenleri belirten, Muharrem Sıtkı şunları ekledi; “ Ben burada nar ekşisi, zeytinyağı, bal gibi ürünler satmam, bu ürünler çok işleniyor ve katkı maddeleri katılıyor. Çok güvenilir yerlerden alarak, tüketmekte fayda var, bu sebeple ambalajlı ürünleri kullanımda gerçekten dikkat etmeliler. Baharatlarımı kendim çekerim, tüketiciler alırken, baharatları çektirmeli ya da çekilmiş almalı çünkü marketlerde raflarda gördüğümüz baharatlar çok işlenmiş oluyor. İçine başka maddeler karıştırarak, toz elde ediyorlar, makarna ve irmik gibi ek ürünler ile elde edilebiliyor. Bu sebeple baharatları çektirmek önemlidir. Ben işimi seviyorum, bu mesleği ticari amaçla yapmamak gerekiyor, insan sağlığı söz konusu ve insana fayda sağlamak en önemli ilke oluyor benim için, sağlık her şeyden önemli ve korumanın en iyi yolu su içmek, yeşil tüketmek, yürüyüş yapmak bunlar vücudun dostudur.”