Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Hatay'da incelemelerde bulundu, yetkililerden bilgi aldı.

Daha sonra Hatay Afet Koordinasyon Merkezi'nde açıklamalarda bulunan Erdoğan, "asrın felaketi" olarak nitelenen 6 Şubat depremlerinin üzerinden 2 hafta geçtiğini belirterek, Türkiye'nin 11 ilinde yıkıma ve büyük can kaybına yol açan bu afetin, Türkiye'nin depremiyle, yangınıyla, seliyle ve diğer tüm tehditleriyle zorlu bir coğrafyada olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlattığını ifade etti.

"Vatanımızı derin bir aşkla sevdiğimiz için, onun güzellikleriyle birlikte zorluklarını da kabulleniyoruz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"İnsanlığın, kadim çağlarından beri medeniyetlerin, kültürlerin, devletlerin ve toplumların en önemli mücadele alanı olan bu coğrafyanın emanetinin son bin yıldır sahibi olmakla gurur duyuyoruz. Bu aşkla kimi zaman dışarıdan gelen istilacılara, kimi zaman içeriden zuhur eden bozgunculara, kimi zaman insan iradesini aşan tabiat felaketlerine karşı vatanımıza hep sahip çıktık, çıkıyoruz. Haçlı seferlerine, Moğol akınlarına, asırlar boyunca yaşadığımız nice siyasi ve sosyal çalkantılara, son iki asrımızda da dört bir yanımızdan gelen saldırılara inançla, cesaretle, sabırla hep karşı koyduk.

Millet olarak kendimizle birlikte coğrafyamızdaki tüm kardeşlerimizin de hakkını, hukukunu, onurunu, geleceğini korumak için canımız dahil hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık. Hiç uzağa gitmeye gerek yok, bu yıl ilk asrını geride bırakmaya hazırlandığımız Cumhuriyetimizi kurarak taçlandırdığımız Milli Mücadelemizle vatanımıza ebediyen sahip çıkma irademizi tüm dünyaya tekrar gösterdik. Cumhuriyet tarihimiz boyunca da demokrasi ve kalkınma mücadelemiz kesintisiz sürdü. Evet, bin yıldır bu vatan topraklarında ne yaşarsak yaşayalım, asla teslim olmadık, asla vazgeçmedik, asla umutsuzluğa kapılmadık."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 hafta önce yaşanan depremlerin, bu uzun ve meşakkatli yürüyüşün acı bir sayfası olarak kalplere ve milli hafızaya nakşedildiğini söyledi.

"Yardımları organize ettik"

Ailesinden eşini, çocuğunu, akrabasını kaybeden vatandaşlara başsağlığı ve sabırlar dileyen Erdoğan, hayatını kaybedenlerin ruhları için "Fatiha" okudu.

Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli olarak 9 saat arayla yaşanan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin, etki alanı ve yıkım gücüyle "dünyada eşi benzeri olmayan hadiseler" olarak tarif edildiğine dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Depremde kırılan 5 ayrı fay hattının yüzlerce kilometrelik bir alanda, üzerinde yaşadığımız toprakta 7 metreyi aşan yer değiştirmelere yol açtığı belirlendi. Sarsıntının sebep olduğu yıkıma, çetin kış şartlarının çıkardığı sıkıntılar da eklenince, depremden sonraki ilk günlerde tüm gayretlerimize rağmen kimi eksiklik ve aksaklıklar yaşandığını biliyoruz. Deprem bölgesindeki kamu ve sivil toplum afet kapasitesinin ilk anda büyük ölçüde devre dışı kalması, güçlükleri daha da artırdı. Deprem haberini aldığımız andan itibaren, tüm bakanlıklarımızı, kurumlarımızı, belediyelerimizi, sivil toplum kuruluşlarımızı harekete geçirdik. Devletin ve milletin tüm imkanlarını bölgeye ulaşmak, arama kurtarma çalışmalarını başlatmak, yardımları organize etmek için seferber ettik. Türkiye'nin 81 ilinden doğrudan bu işle görevli olanlar dışında, arama kurtarma yapabilecek, enkaz kaldırma, yardım, güvenlik çalışmalarına destek olabilecek tüm kamu görevlilerini, tüm sivil organizasyonları deprem bölgesine yönlendirdik. Milletimiz 7'den 70'e fertlerinin tamamıyla bu seferberliğe gönüllü olarak zaten katıldı."

Erdoğan, uluslararası yardım çağrısı yaparak, diğer ülkelerden arama kurtarma ve yardım ekiplerini Türkiye'ye davet ettiklerini anımsatarak, "olağanüstü hal", "afet bölgesi", "mücbir sebep" ilanlarıyla süreci yürütmek için gereken hukuki altyapıyı oluşturduklarını kaydetti.

FpaoJb9XEAMRFyp

"Ekiplerimiz, kahramanca çalışmalarını yürüttü"

Depremin yıktığı binaların altında kalan vatandaşları çıkarmak, felaketten kurtulan insanları yeniden hayata bağlamak için geçen gündüz çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Halen devam eden ve büyüklükleri biri 6'nın, 37'si 5'in, 351'i 4'ün üzeri olan 6 bini aşkın artçı sarsıntının yol açtığı tehlikelere rağmen, ekiplerimiz kahramanca çalışmalarını yürüttü. Tamamen yıkılmış 21 bine yakın binadaki 71 binin üzerinde bağımsız birimin enkazı kaldırıldı. Yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı 118 bin binadaki 412 bin bağımsız birim tahliye edildi. Ayrıca, orta hasarlı 24 binden fazla binadaki 133 bini aşkın bağımsız birimdeki vatandaşımızın geçici barınma merkezlerine veya güvenli yerlere nakli sağlandı. Buna karşılık, deprem bölgesinde 809 bin binadaki 3 milyon 108 bin bağımsız bölümün 'az hasarlı' veya 'hasarsız' olduğu belirlendi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız 7 bin 328 personeliyle gerçekleştirdiği hasar tespit çalışmalarını bitirmek üzeredir. Vatandaşlarımız, Elektronik Devlet Sistemi üzerinden evlerinin hasar durumuyla ilgili raporlara ulaşabiliyor."

Erdoğan, deprem anından itibaren yürütülen çalışmalarda, 35 binden fazlası arama kurtarma personeli olmak üzere, 271 bin destek, yardım, güvenlik personelinin görev aldığını aktararak, Türkiye'nin çeşitli yerlerinden 12 binin üzerinde ağır iş makinesinin, bölgedeki enkaz kaldırma ve altyapı faaliyetlerine katıldığını belirtti.

"2 milyon 400 bin vatandaşımıza sıcak yemek"

Milli Savunma Bakanlığı ile Emniyet ve Jandarma teşkilatları başta olmak üzere, kamu kurumlarına ait 77 uçak, 120 helikopter, 38 gemi, 45 insansız hava aracının kurtarma, yardım ve tahliye çalışmalarına iştirak ettiğini dile getiren Erdoğan, Savunma Sanayii Başkanlığı'nın enkaz altı ve duvar arkası görüntüleme sistemlerinin de arama kurtarma faaliyetlerinde aktif olarak kullanıldığını söyledi.

Kızılay başta olmak üzere, Türkiye'nin dört bir yanından yüzlerce sivil toplum kuruluşunun, belediyenin, gönüllü ekiplerin seyyar mutfaklarla, gıda ve giyecek yardımlarıyla depremzedelerimizin yanında olduğunun altını çizen Erdoğan, "Günde yaklaşık 2 milyon 400 bin vatandaşımıza sıcak yemek ikramı yapılıyor. Bölgede dağıtılan battaniye sayısı 3 milyona, kurulan çadır sayısı 188 bine, hizmete sunulan konteyner sayısı 10 bine ulaştı." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesinin özellikle ağır hasar alan şehirlerine battaniye, çadır ve konteyner sevkiyatlarının sürdüğünü dile getirerek, şu bilgileri verdi:

"Halen 65 binin daha kurulumu süren konteyner sayısını ilk etapta 100 bine, ihtiyaç halinde 200 bine kadar çıkartabileceğiz. Halihazırda depremzedelerimizden çadırlarda barınanların sayısı 751 bini, konteynerlerde barınanların sayısı 24 bini, yurtlarımızda barınanların sayısı 252 bini, Milli Eğitim Bakanlığımıza bağlı okul ve tesislerde barınanların sayısı 462 bini, kamu ve özel sektöre ait otel veya misafirhanelerde barınanların sayısı 195 bini bulmuştur. Böylece toplamda 1 milyon 684 bin vatandaşımızın barınma ihtiyaçları giderilmiştir. Taleplerine binaen 62 bin vatandaşımız kara yoluyla, 289 bin vatandaşımız hava yoluyla, 21 bin vatandaşımız demir yoluyla, 1156 vatandaşımız deniz yoluyla deprem bölgesinden diğer şehirlere tahliye edilmiştir. Ayrıca kendi imkanlarıyla bölge dışına ve bölgedeki güvenli yerlere giden çok sayıda vatandaşımız da bulunuyor. Hamdolsun, milletimiz deprem bölgesinden şehrine gelen kardeşlerine kucağını açarak, tüm imkanlarını onlarla paylaşarak, alicenaplığını bir kez daha göstermiştir."

AA-20230220-30361646-30361644-CUMHURBASKANI_RECEP_TAYYIP_ERDOGAN_HATAYDA

Arama kurtarma çalışmalarının sonuna gelmek üzere olduklarını, depremde vefat eden 41 bin 156 kişinin defnedildiğini aktaran Erdoğan, 14 bin 834 kişinin de enkaz altından kurtarıldığını bildirdi. Halen kaldırılmakta olan enkazlar bittikten ve kayıtlar kontrol edildikten sonra bu sayının kesinleşeceğini aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:

"Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin her birine Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Rabb'im ülkemizi her türlü afetten, beladan, kazadan muhafaza eylesin. Depremi ilk anından itibaren bugüne kadar, arama kurtarmadan yardıma kadar her safhada görev alan kamu görevlilerine, belediye başkanlarına ve personellerine, sivil toplum kuruluşlarımıza, gönüllülere, dualarıyla buradaki insanlarla birlikte olan herkese şükranlarımı sunuyorum."

Erdoğan, deprem bölgelerinde yaşayanların şehirlerin tamamının konutuyla, iş yeriyle, sanayisiyle, tarımıyla, tarihi ve kültürel değerleriyle en küçük bir gerilemeye, en küçük bir ihmale mahal verilmeden yeniden ayağa kaldıracağından emin olmalarını isteyerek, "Hiçbir vatandaşımızı ne acısında ne hayatını yeniden düzene koyma ne de geleceğini inşa etme gayretinde asla yalnız bırakmayacağız. Sadece bizim değil insanlığın ortak miraslarını bünyesinde barındıran bu bölgeye, devlet ve millet olarak hep birlikte sahip çıkacağız." ifadelerini kullandı.

Sağlam ve az hasarlı binalarda hayatın normalleşmesini sağlayacak adımları attıklarını belirten Erdoğan, çadır kentlerde, konteyner kentlerde barınan vatandaşları bir yıl içerisinde inşa edecekleri sağlam, güvenli, huzurlu konutlara taşımaya başlayacaklarını söyledi.

Bakan Tekin öğretmenlerle Anıtkabir'de Bakan Tekin öğretmenlerle Anıtkabir'de

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Depremden tek bir binası bile hasar almadan alnının akıyla çıkan TOKİ'miz hazırlıklarını hızla sürdürüyor. Mart ayı içinde Hatay'da 40 bin 426 konutun, Kahramanmaraş'ta 45 bin 67 konutun, Adıyaman'da 25 bin 882 konutun, Gaziantep'te 18 bin 544 konutun, Malatya'da 44 bin 770 konutun, Osmaniye'de 9 bin 550 konutun, Diyarbakır'da 6 bin konutun, Şanlıurfa'da 3 bin konutun, Elazığ'da 3 bin 750 konutun, Adana'da 2 bin 500 konutun, Kilis'te 250 konutun inşasına başlıyoruz. Hasar tespit enkaz kaldırma ve yer belirleme işlemleri bittikçe her ilimizde bu konut sayıları artacaktır."

"Konutlarımızın hiçbiri zemin artı 3 veya 4 katı geçmeyecek"

Erdoğan, tüm konut alanlarını, yeni bir şehir planı çerçevesinde, zemin kalitesine, fay hattına olan mesafesine bakarak tabii, tarihi ve kültürel dokusuna uygun şekilde tasarladıklarını vurgulayarak, "Konutlarımızın hiçbiri zemin artı 3 veya 4 katı geçmeyecek. Köylerimizdeki ihya çalışmalarını da eviyle, ahırıyla, bahçesiyle, parkıyla kendi özgün mimarisine göre aynen Manavgat'ta yaptığımız gibi gerçekleştireceğiz." dedi.

İhya sürecini bilimsellik, hızlılık ve yapıların güçlülüğü ilkelerine göre yürüttüklerinin, "güçlendirme" diye bir mantıkla asla bu bölgelerde inşa ve ihya çalışması yapmayacaklarının altını çizen Erdoğan, "Hepsi sıfırdan zemin artı 3 bilemediniz 4 bu şekilde inşaatlarımızı yapacağız. Ülkemizdeki tüm üniversitelerimizden jeofizik, jeoteknik, jeoloji, sismoloji hocalarımızla, deprem uzmanlarıyla yoğun istişare halinde çalışıyor, buradan çıkan sonuçlara göre hareket ediyoruz. Demirden çeliğe, çimentodan seramiğe inşaatlarımız için gereken tüm yapı malzemelerinin kaliteli ve hızlı bir şekilde tedarikiyle ilgili fayda maliyet analizleriyle planlamaları sürüyor." diye konuştu.

Erdoğan, sağlam zeminlere, doğru tekniklerle inşa edilen yapıların yıkılmadığının bu depremlerde görüldüğünü, bunun için Türkiye'nin önde gelen tüm mimarlık, mühendislik ofislerini, proje bürolarını, şehir plancılarını harekete geçirdiklerini belirtti.

Yerleşim yerlerini mümkün olduğu kadar ovalardan dağlara doğru kaydırarak zemin sıvılaşmalarının yol açtığı felaketlerden uzak tutmak istedikleri dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kadim yerleşim yerlerimizi de tarihi ve kültürel dokusuna uygun, aynı zamanda güçlü bir şekilde koruyacak planlamalar yapıyoruz. Şehirlerimizi ihyasını planlarken bilim adamlarımız ve uzmanlarımızla birlikte afetten zarar gören illerimizdeki vatandaşlarımızın, iş insanlarımızın, yerel yöneticilerimizin görüşlerini de alıyoruz. Her adamımızı ortak akla uygun şekilde atıyoruz. En çok önem verdiğimiz zemin etütlerini, mikro bölgeleme olarak tarif edilen teknikle yürütüyoruz. Bu çalışmalara göre çıkan imar sınırlamaları, kat yüksekliği ve yoğunluk azaltımları tamamen vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlama amaçlıdır. Depremden etkilenen 11 ilimizdeki TOKİ taksit ödemelerini de 3 ay süreyle erteledik."

"Adana, Kilis, Diyarbakır ve Şanlıurfa'da 1 Mart'ta eğitim öğretime başlanması sağlanacak"

İhya faaliyetlerini hızla sürdürürken eğitimi de önceliklerinin başına aldıklarını belirten Erdoğan, ilk ve orta dereceli okulların her birinin durumunu ayrı ayrı değerlendirdiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana, Kilis, Diyarbakır ve Şanlıurfa'da 1 Mart'ta eğitim öğretime başlanmasını sağlayacaklarını bildirerek şunları kaydetti:

"Bu tarihi Gaziantep ve Osmaniye için 13 Mart, Hatay, Adıyaman, Malatya ve Kahramanmaraş için 27 Mart olarak belirledik. Deprem bölgesi illerindeki öğrencilerimiz için devam şartı aramayacağız. Diğer illere naklini almak isteyen öğrencilerimize de her türlü kolaylığı gösteriyoruz. Ortaokul ve lise öğrencilerimizden diğer illerde eğitimlerini devam ettirecekler, pansiyonlu okullara doğrudan geçiş yapabilecekler. Ayrıca çadır kentlerdeki ve diğer barınma merkezlerindeki çocuklarımızın da taşımayla veya benzeri yöntemlerle eğitimlerini sürdürmelerini temin edeceğiz.

Hem hasar görmeyen hastanelerimizde ve diğer tesislerimizde hem de kurulan geçici sağlık merkezlerinde yürütülen sağlık hizmetlerinde herhangi bir aksaklığa meydan vermiyoruz. Diğer illerimizden nakledilen yaralılarımızın tedavilerini titizlikle izliyoruz. Sağlık çalışanlarımızın deprem bölgesindeki ve depremzedelerimizin götürüldüğü yerlerdeki gayretli çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Doktorundan hemşiresine, UMKE ekibinden eczacısına kadar bu felaket günlerinde milletimizin yanında olan tüm sağlıkçılarımıza teşekkürlerimi sunuyorum."