Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hedefimiz Türkiye Yüzyılı'nın inşasıdır. Bunun için hem vizyonumuzu genişletiyor hem program ve projelerimizin çıtasını yükseltiyor hem de ülkenin kronik sorunlarını çözecek cesur adımlar atıyoruz." dedi.
Erdoğan, Karatay Spor ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Konya 8. Olağan İl Kongresi'ne katıldı.
Hazreti Mevlana'nın vuslatının 751. seneidevriyesinin hemen ardından Konya'da olmaktan bahtiyarlık duyduğunu ifade eden Erdoğan, kongrelerini 8 asırdır dünyayı irfan, hikmet ve zamanı aşan bir bilgiyle aydınlatan insanlığın medarıiftiharı Hazreti Mevlana'nın manevi huzurunda yaptıklarını söyledi.
Hazreti Mevlana'nın hikmetli öğütlerinin kulaklarına küpe olmaya devam edeceğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu: "Konya olarak, Türkiye olarak insanlığa yardımda, mağduriyet gidermede, cömertlikte akarsu gibi olacağız. Şefkat ve merhamette güneş gibi olacağız. İnsanların kusurunu aramayacağız. Hikmet arayacağız. Ayıp örtmede gece gibi olacağız. Hiddet ve asabiyette ölü gibi olacağız. Kimseye üstten bakmayacağız. Tevazuda toprak gibi olacağız. Hoşgörüde deniz gibi olacağız. Hem olduğumuz gibi görüneceğiz hem de göründüğümüz gibi olacağız. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nden daha derin manalar içeren Hazreti Mevlana'nın bu nasihatlerine bugün dünyanın çok ihtiyacı var. Bu nasihatler, merhametin, hamiyetin, empati duygusunun daha da önemlisi yaşanabilir bir dünyanın adeta manifestosudur."
Erdoğan, Konya'nın Arif Nihat Asya'nın deyimiyle yaprakları dökülmeyen bir ağaç olduğunu belirterek, kentin gönüllerin, yolların buluştuğu, birleştiği bir başkent olduğunu kaydetti.
"Muhalefetin içler acısı hali bizi asla rehavete sürüklememeli"
AK Parti'nin Konya 8. Olağan İl Kongresi'nin hayırlı uğurlu olması temennisinde bulunan Erdoğan, "Kurulduğu günden bu yana teşkilatımıza emek veren, bugün aramızda bulunmayan kardeşlerimize Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. Nöbeti devreden arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Nöbeti devralacak arkadaşlarımıza Mevla'dan başarılar temenni ediyorum. Sizlerin şahsında Konya'nın tüm ilçelerindeki, mahallelerindeki, hanelerindeki vatandaşlarıma selamlarımı gönderiyorum. Bu şehrin bizim gönlümüzde ayrı bir yeri oldu. Biz de Konya'nın gönlündeki müstesna yerimizi biliyoruz. İnşallah bu muhabbeti karşılıklı olarak son nefesimize kadar muhafaza edeceğiz." ifadelerine yer verdi.
Erdoğan, AK Parti'nin il ve ilçe kongrelerinin milletin büyük teveccühü ve teşkilatlarının coşkusuyla sürdürdüğünün altını çizerek, şöyle devam etti: "İnşallah şubatın ilk haftasında bu süreci tamamlamış olacağız. Ardından da Büyük Kongremizi toplayıp, yeni bir heyecanla, yeni bir enerjiyle, yeni bir vitrinle ve vizyonla önümüzdeki zorlu döneme hazırlanmaya başlayacağız. Muhalefetin içler acısı hali bizi asla rehavete sürüklememeli. AK Parti milletin kurduğu, milletin iktidara getirdiği, milletin istikamet verdiği, girdiği her mücadeleyi de milletin desteğiyle başarıya ulaştıran bir siyasi teşekküldür. Ülkemize 22 yılı aşkın süredir kazandırdığımız eser ve hizmetlerin her biri aynı zamanda milletimize olan şükranımızın ifadesidir. Şimdi hedefimiz Türkiye Yüzyılı'nın inşasıdır. Bunun için hem vizyonumuzu genişletiyor hem program ve projelerimizin çıtasını yükseltiyor hem de ülkenin kronik sorunlarını çözecek cesur adımlar atıyoruz."
"Bunların en büyük vizyonları kırmızı kart göstermek"
İçeride ve dışarıda elde edecekleri büyük başarılar sayesinde kendilerinden sonraki nesillere güçlü bir Türkiye mirası bırakacaklarına dikkati çeken Erdoğan, muhalefete yönelik şu ifadeleri kullandı: "Tabii bunların en büyük vizyonları kırmızı kart göstermek. En büyük taahhütleri rakı fiyatlarını ucuzlatmak olanlara anlatabilmek mümkün değildir. Kırmızı kart oyunuyla kendi akıllarınca halkın seviyesine indiklerini sananlara rahmetli bir yazarımızın ifadesiyle diyorum ki halkın seviyesine inilmez, halkın seviyesine çıkılır."
CHP yönetimine eleştirilerde bulunan Erdoğan, "Aslına bakarsanız kendi içlerindeki hırsızlık, arsızlık, taciz ayıplarının üzerine gitmek yerine yalan yanlış söylemlerle, lakayıt çıkışlarla bize hücum edenlerin derdini gayet iyi biliyoruz." ifadesini kullandı.
Partilerindeki rezillikleri düzeltmeye çalışmak varken, vazifesini yapan kamu görevlilerine saldırmanın başlı başına bir suçluluk alameti olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bunlar eski Türkiye'de hukuk önünde sahip oldukları ayrıcalıklarını kaybetmenin öfkesini bir türlü atamadılar. Sayın Özel ve şürekasına şunu açıkça söylemek durumundayım: Günümüz Türkiye'sinde siz dahil hiç kimsenin hukuku ve kanunları hiçe sayma, yok sayma, göz göre göre çiğneme hakkı yoktur. Hoşunuza gitmese de hukuk işleyecek, siz de buna saygı göstereceksiniz. Eğer siyasi hesaplaşma peşindeyseniz, muhatabınız da yargı mensupları değil, siyasetçilerdir. Kusura bakmayın savcıları tehdit ederek, yargıya parmak sallayarak, mahkemelerin görevini yapmasını engelleyerek, bağırarak, çağırarak, nümayiş yaparak, yargı mensuplarını baskı altına alarak hiçbir netice elde edemezsiniz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'ye "sağa, sola sataşmaktan, ona, buna saldırmaktan vazgeçmeleri" çağrısında bulunarak, "Biz işte buradayız. Gelin millet önünde kara kaplı defterleri ortaya serelim. Bakalım kimin yüzü kızaracak, kim yüzü ak olarak çıkacak?" dedi.
"Milletin yüzüne bakacak halleri kalmayacak"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e kendisini fazla yormaması tavsiyesinde bulunan Erdoğan, "Sayın Özel başka yerlerde harami arayacağına kendisini fazla yormasın, yanındaki, yöresindeki şahıslara baksın. Dosyalardaki iddialara verecek cevapları olmadığı, yapılan hırsızlık ve arsızlıklar aşikar olduğu için sürekli topu taca atıyorlar. Halbuki onlar da çok iyi biliyor ki daha turpların büyükleri heybede. Telaşlarının, paniklemelerinin, ortalığı velveleye vermelerinin bir sebebi de işte bu hakikattir. Korkarız birkaç yıla kadar bunların hiçbirinin sokağa çıkacak, insanlar içine karışacak, hatta milletin yüzüne bakacak halleri kalmayacak." değerlendirmesinde bulundu.
CHP'yi "tek parti faşizminin varisi" olarak nitelendiren Erdoğan, "CHP, kodlarındaki milletin değerlerine ve ülkenin kazanımlarına olan düşmanlıktan bir türlü kurtulamıyor. Parti içi iktidar kavgasına kendilerini öylesine kaptırdılar ki dünyada ne olup bittiğini görecek gözleri yok. Kongre ve adaylık hesabı yapmaktan ülkenin ve milletin halini anlamaya, bölgedeki ve dünyadaki gelişmeleri takip etmeye fırsat bulamıyorlar. Öyle olunca da siyasi cambazlıklarla durumu kurtarmaya çalışıyorlar. İşte Esenyurt'u gördünüz, Beşiktaş'ı gördünüz. Haller ne durumda? Daha niceleri..." ifadelerini kullandı.
"Bunlar rahatlarının bozulmasını, konforlarının ellerinden gitmesini istemiyorlar"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'nin Suriye konusundaki politikasını eleştirerek, "Suriye ihtilafında nasıl bir söylem benimsediklerini, nasıl gayri milli ve gayri insani politika izlediklerini cümle alem biliyor. Hatırlayın, Suriyeli muhacirlere her türlü hakareti ettiler. 14, 28 Mayıs seçimleri sürecinde bu insanlara karşı nefret siyasetinin dibini buldular." diye konuştu.
Trafik sıkışıklığından, akmayan sulara kadar yerel yönetimlerdeki beceriksizliklerin sığınmacılara fatura edildiğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "13 yıl boyunca hükümetimiz ve Türkiye Cumhuriyeti aleyhine kurdukları cümlelerin binde birini devrik Şam rejimine karşı kurmadılar. Sustular, görmezden, duymazdan geldiler. Katliamları sadece seyrettiler. Gazze krizinde de yine benzer tutum sergilediler. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları başladığında katliamların sorumlusu olarak İsrail'i değil, önce Filistinli direnişçileri ve Hamas'ı suçladılar. Millet bunlara tepki gösterince bu sefer 'Yok öyle demek istemedik.' diyerek suçlarını bastırmaya çalıştılar. Burada şunu bir defa açıkça ifade etmek isterim. Bunlarda vicdan olmadığı gibi kızarmasını bilen bir yüz de yok. Şimdi çıkmışlar mahcubiyet duymadan başkalarına akıl veriyorlar. Kendilerini sorgulamak, 'Acaba biz nerede yanlış yaptık?' demek yerine, rol kapmaya çalışıyorlar."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP yönetiminin ülkeye ve millete dair herhangi gündemlerinin olmadığını, milletin dertlerine, sıkıntılarına, beklentilerine çareler geliştirmek, ülkenin meselelerine kafa yormak yerine, laf kalabalığıyla günlerini gün ettiklerini söyledi.
"Çünkü bunlar çalışmayı, taş üstüne taş koymayı sevmiyorlar." diyen Erdoğan, "Çünkü bunlar rahatlarının bozulmasını, konforlarının ellerinden gitmesini istemiyorlar. Üretmek, hizmet etmek, millet için ter dökmek, bunların işlerine gelmiyor." ifadesini kullandı.
Çalışmanın emek, zahmet, birikim, fedakarlık istediğini anlatan Erdoğan, aynı zamanda, siyasi risk almayı, yıpranmayı göze almayı gerektirdiğini kaydetti.
"Siyaset üretemediklerini, milletimiz gibi kendi seçmenleri de görüyor"
Sadece boş lafla siyasetçilik oynamanın hiçbir bedeli olmadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Ama artık bu mızrak bu çuvala sığmıyor, sığmaz. Siyaset üretemediklerini, milletimiz gibi kendi seçmenleri de görüyor. Bunlarda vizyon, ufuk, ülkeye hizmet gibi bir dert olmadığını da insanlarımız çok iyi görüyor. CHP'ye oy veren vatandaşlarımızın, partilerinin ve başındaki yöneticilerin durumlarına bakıp iç geçirdiklerini tahmin edebiliyoruz. Ne diyelim? Bu da bir imtihan. Bu da CHP'li vatandaşlarımızın imtihanı. Allah hem onlara hem milletimize hem de bize sabır versin diyorum. Her ne kadar çok hazzetmeseler de zorlamalarımızla fildişi kulelerinden çıkıp yavaş yavaş halkımızın arasına karıştıklarını görüyoruz. Bunca yıllık gecikmeyle bile olsa CHP'li yöneticilerin etli ekmekle, arabaşıyla ilk kez tanışmalarına hiç kimse kayıtsız kalamaz. CHP'nin mutfaktan başlayan Anadolu kültürüyle tanışma çabasının, milletin değerleriyle de barışmasına vesile olmasını temenni ediyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'nin artık millete tepeden bakan, elitist siyaset dilinden kurtulması, milletin aklını ve irfanını hafife almaktan vazgeçmesi gerektiğini belirtti.
CHP'ye, "Ne verirsek gidiyor" mantığını terk etmeleri önerisinde bulunan Erdoğan, "Kolaya kaçmasın, kurnazlık yapmasınlar. Biraz çalışıp, düşünüp, kafa yorup bizim ve milletimizin karşısına, milletin kalitesine uygun siyasi argümanlarla çıksınlar. Bunu yaparlarsa hem Türk siyaseti kazanır hem ülke kazanır hem de kendilerinin ülkeye ve millete faydası dokunur. Diğer türlü başta gençlerimiz olmak üzere vatandaşın dalga konusu haline gelmekten kurtulamazlar." dedi.
Bölgede ve dünyada yaşanan kritik hadiseleri herkesin takip ettiğini belirten Erdoğan, "Türkiye'nin tam kalbinde yer aldığı coğrafyada tarihi nitelikte değişimler vuku buluyor. Biz de bunları stratejik bir akıl ve vizyonla ülkemizin menfaatlerine olacak şekilde başarıyla yönetmeye gayret ediyoruz. Hiçbir işi şansa bırakmıyoruz. Suriye'den Gazze'ye gönül coğrafyamızın tamamında varız, hadiselere müdahiliz, mazlum ve mağdurların yanındayız." diye konuştu.
Erdoğan, bölgesel ve uluslararası gelişmeleri anbean takip ederken, sokağın nabzını tutmaktan, vatandaşın sesine kulak vermekten de geri durmadıklarını vurgulayarak, dış politika kadar önemli bir diğer önceliklerinin, milletin canını yakan hayat pahalılığı meselesini çözmek olduğunu söyledi.
"Enflasyon, 'hayat pahalılığı' dediğimiz illetin anasıdır." ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bunun için evvela enflasyonu düşürmeyi, fiyatlardaki dengesiz artışların önüne geçmeyi, piyasalardaki istikrarı tekrar güçlendirmeyi hedefliyoruz. Aynı şekilde istihdamı, üretimi, ihracatı arttırarak milletimizin iş ve aş talebini karşılayacak kalkınma programlarından da taviz vermiyoruz. Enflasyonla mücadele ederken eş zamanlı olarak kayda değer büyüme oranlarını yakalayan ender ülkelerden biriyiz. İnşallah bu yılın ikinci yarısından itibaren enflasyondaki düşüşün somut etkilerini görmeye başlayacağız."
Erdoğan, bu sıkıntılı dönemde en çok sabit ve dar gelirlilerin mağdur olduğuna dikkati çekerek, "Esasen işçi, memur, emekli, küçük esnaf, çiftçi gibi kesimlerin gelirlerinde tarihin en büyük artışlarını gerçekleştirdik. Ancak hayat pahalılığının yol açtığı dengesiz fiyatlama, daha doğrusu açgözlülük, kira ve konut fiyatlarından gıda ve eğitime kadar her alanda maalesef bu artışları zamanla eritiyor. Yılbaşında yaptığımız ücret artışlarının oranlarını belirlerken önceliği enflasyon hedefimize vermemizin sebebi işte bu gerçektir." dedi.
Enflasyon düştükçe bundan sonra yapacakları ücret artışlarının daha anlamlı ve kalıcı hale geleceğine vurgu yapan Erdoğan, milletten kendilerine güvenmelerini ve sabırlı olmalarını istediklerini söyledi.
Erdoğan, Türkiye'nin asırlık demokrasi, hak, özgürlük, kalkınma sorunlarını 22 yılda nasıl kendileri çözdüyse, küresel krizlerin ve konjonktürün eseri mevcut sıkıntıların çözüm adresinin de yine kendileri olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın siyasetinde her türlü meselenin üstesinden gelecek kudrete sahip olduğunu belirten Erdoğan, "Aşamayacağımız engel yoktur, çözemeyeceğimiz sorun yoktur, altından kalkamayacağımız yük yoktur. Bakın 22 yılda bu ülkenin hiçbir ferdinin kendini mağdur, mazlum, ihmal edilmiş, ötelenmiş hissetmediği, herkesin birinci sınıf vatandaş sıfatı kazandığı iklimi beraber oluşturduk. Şimdi de eksikleri tamamlayarak, yanlışları düzelterek beklentileri karşılayarak Türkiye Yüzyılı'na giden aydınlık yolu yine milletimizle birlikte biz çözeceğiz." değerlendirmelerinde bulundu.