Takvimler 1947 yılını göstermektedir. Birçoğu Yahudi olan Almanların Soykırımından kurtulan binlerce Avrupalı Yahudi göçmen, o zamanlar İngiliz kontrolünde olan Filistin’e gitmek üzere Exodus 1947 olarak adlandırılan bir gemiyle yola çıkar. Bu Yahudi çoğunluklu göçmenler, kendi kutsal kitapları Tevrat da bildirilen “vaat edilmiş topraklara” doğru deniz yolculuğuna çıkarlar, fakat yolları İngiliz donanması tarafından kesilerek, bu çıktıkları yola devam etmelerine izin verilmeyerek tekrar Avrupa’ya geri gönderilirler. Medyada aracılığı yapılan haberle Yahudilerin engellenerek geri döndürülmeleri hadisesi ile servis edilen bu haber halk arasında büyük tepki ile karşılanır, Yahudilerin Filistin topraklarına dönmesi konusunda baş gösteren Filistin'e yerleşim krizinin çözümü için Birleşmiş Milletler (BM) arabuluculuğunda bir çözümün gerekli olduğu konusunda İngiltere’nin ikna edilmesinde Birleşmiş Milletler kritik bir rol oynar. Birleşmiş Milletler Özel Komitesi, Filistin’in yüzde 55’ini, nüfusun yüzde 35’i olan bir Yahudi devletine veren, bu devletin yanında bir Arap devletinin kurulmasını öneren ve Kudüs’ün bir kısmını da uluslararası yönetime bırakan bir paylaşım planı önerir. Filistinli temsilciler planı reddederken, Yahudi temsilciler kabul eder.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 29 Kasım’da 33 ülkenin paylaşım lehinde, aralarında Türkiye’nin de olduğu 13 ülkenin aleyhinde ve 10 ülkenin de çekimser oy kullanmasıyla planı onaylar.
1948: İsrail’in ilk başbakanı David Ben-Gurion 14 Mayıs’ta Bağımsızlık Bildirgesi’ni kamuoyuna açıklar. Ertesi gün yürürlüğe girecek olan bildirge, Filistin üzerindeki İngiliz Mandasının sona ermesinden bir gün önce açıklanır. Araplar ve Yahudiler arasında çıkan iç savaşta Birleşmiş Milletlere göre Yahudi devleti Filistin Mandası topraklarının yüzde 77’sinin kontrolünü ele geçirir.
Filistinliler için bu tarih, daha sonra yerlerinden edilmelerinin ve topraklarından sürülmelerinin habercisi olan “Nekbe” felaketini işaret eder. Deir Yasin gibi köylerdeki katliam haberlerini duyan yüz binlerce Filistinli Mısır, Lübnan ve Ürdün topraklarına doğru kaçarken, Mısır, Suriye, Lübnan, Ürdün ve Irak orduları İsrail’e saldırarak 1948 Arap-İsrail Savaşı’nı başlatır.
Arap orduları püskürtülür, ateşkes ilan edilir ve İsrail’in lehine yeni sınırlar çizilir. Ürdün, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ün, Mısır ise Gazze Şeridi’nin kontrolünü ele geçirir.
1956: Mısır’ın Süveyş Kanalı’nı kamulaştırmasının ardından İkinci Arap-İsrail Savaşı ya da Süveyş Krizi yaşanır. Buna karşılık İsrail, Birleşik Krallık ve Fransa bir ittifak kurar ve İsrail Gazze Şeridi ile Sina Yarımadası’nı işgal eder. İsrail ordusu, ABD ve SSCB’nin baskısıyla sonunda askerlerini geri çeker.
1959: Yaser Arafat Gazze ve Kuveyt’te Filistin örgütü El Fetih’i kurar. Bu örgüt daha sonra Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) temel unsuru haline gelir.
1964: FKÖ kurulur.
1967: İsrail ve Arap komşuları arasındaki Üçüncü Arap-İsrail Savaşı ya da Altı Gün Savaşı, Orta Doğu haritasının büyük ölçüde yeniden çizilmesine yol açar. İsrail Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ü, Gazze Şeridi’ni, Sina Yarımadası’nı ve Golan Tepeleri’ni ele geçirir. 1973: Yahudilerin Yom Kippur bayramı sırasında, 6 Ekim’de, Mısır ve Suriye orduları İsrail’e karşı saldırıya gelerek yeni bir bölgesel savaş başlatırlar. İsrail’in Arap ordularını püskürtmesiyle 19 gün sonra sona eren Yom Kippur Savaşı, her iki tarafın da ağır kayıplar vermesine, en az birkaç bin kişinin ölmesine neden olur. (DEVAMI GELECEK)