Yaşamın hakkını vermek, hassasiyet sahibi insanlar için önemlidir.
Evet, bugün içinde yaşadığımız dünyanın değerini bilmek, bizden sonra gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmayı hesaba katmak, hassas insanlar için bir meziyettir.
Hassasiyet, bir şeye karşı aşırı duyarlı olmak demektir. İnsan insana karşı hassasiyet içinde hareket ettiği sürece, sorun yaşamaz.
İnsan, içinde yaşadığı gezegendeki tüm canlı cansız varlıklara karşı, hassas bir terazi gibi bir duruş sergilediğinde, inanın dünya daha güzel bir yer olur.
İnsan, başta kendisine karşı hassas olmalıdır. Tıpkı kılı kırk eşit şekilde böler gibi bir duruş sergilediğinizde, kimseyle sorun yaşamazsınız.
Siyaseti, dini, fikri ve milliyeti ne olursa olsun her insanla insanca ilişkiler kurmak doğal ve olağan hale gelir.
Kötülüğün yayılmasının nedeni insanlığın ‘hassasiyet erdemi’ni kaybetmesinden kaynaklanmaktadır.
İnsan bu erdemini kaybedince neler olmaz ki...
Savaşlar o yüzden vardır.
İnsanlar o yüzden aç ve perişan bir haldedir.
Bugün doğaya, tabiata bu kadar hunharca davranmanın nedeni budur.
Doğduğu ve doyduğu yeri bu nedenle, insanlar bırakıp canlarını ve onurlarını dahi kaybettikleri göç yollarına düşmektedir.
İnsan, hassasiyet erdemini kaybedince, canavarlaşır, vahşileşir...
Din ona fayda etmez, ahlaki değerler yozlaşır, vicdanlar taş kesilir, Siyaset çirkinleşir...
Bugün hala hassas kalplere sahip, dünyaya masumca bakan çocuklarımıza hassasiyet erdemini kazandırma noktasında örnek olalım...
Çünkü biz biliyoruz ki; Çocuklar taklit konusunda çok başarılıdır.
Öyleyse taklit edecekleri güzel yetişkinler olalım.
Dünyadaki, tüm güzellikleri ancak ve ancak çocuklarımızla koruruz.
Bugün yeryüzünde çocuklar bugünkü nüfusumuzun üçte birini, geleceğimizin ise tamamını oluştururlar.
Ve emin olun onlar; göremeyeceğimiz bir geleceğe gönderdiğimiz canlı mesajlardır.
Gelin hassas yüreklere sahip nesillerin temelini önce kendi dünyamızda atalım...
Daha adil ve vicdanlı insanların sayısını artıralım.
Adil olan başta kendisine ve çevresine haksızlık yapmaz.
Vicdanlı olan ise, başkalarına karşı daima iyilikte tayin edici olandır.
Vicdanlı insan, sadece diğer insanlara karşı değil, genel olarak dünyaya ve hayata karşı iyilik esaslı bir yaşamı kendine rehber eder.
Bugün yeryüzünde her kültürün, inancın, siyasetin kendine has gerekçeleri, taraftarlarına sunduğu bir ‘hakikati’ bir grup olarak kendini oluşturan görünür ve görünmez bir arka planı vardır.
Hassasiyet sahibi insanları çoğalttığımızda dünya daha iyi bir yer olur.
İnsanlar mutlu olur.
Unutmayalım ki; ancak mutlu insanlar güneş gibi yeryüzünü aydınlatır ve ferah kılar.
Yeni Journal’da yayımlanan köşe yazıları, yazarların kendi görüşlerini yansıtmaktadır. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.