Çınar Ayser ÇINAR/ ÖZEL RÖPORTAJ - HÜDA-PAR’ın alternatif Kürt partisi olduğu yönündeki iddialara Kürt siyasetçi Müslüm Doğan’dan sert tepki geldi. Doğan, ''HÜDA-PAR kesinlikle alternatif bir Kürt partisi değildir, asla olamaz da!’’ ifadesini kullandı.
Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığında kurulan seçim hükümetinde, Kalkınma Bakanı olarak kısa süreli görev alan Müslüm Doğan, Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) kuruluşunda yer alıp, ilk dönem Merkez Yürütme Kurulu üyeliği yapmıştı.
Müslüm Doğan, uzun bir süre de Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı olarak görev aldı. 24 Haziran 2018 seçimlerinde aday gösterilmeyen Doğan, bir süre sonra HDP’den istifa etti.
Müslüm Doğan daha sonra, Ayhan Bilgen’in kurduğu Türkiye'nin Sesi Partisi’nin (SES) kurucu kadrosunda yer aldı ancak, 30 Nisan 2023'te partiden istifa ettiğini duyurdu.
Müslüm Doğan, Türkiye’nin ‘kader seçimi’ diye adlandırılan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın zaferiyle sonuçlanan 2023 seçimlerini, muhalefetin yenilgisini ve bu süreçte yaşananları Yeni Journal’a değerlendirdi.
‘’DEMİRTAŞ’IN SİYASETİ BIRAKMA GİBİ BİR LÜKSÜ YOK’’
Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, seçim sonrası yaptığı açıklamada aktif siyaseti bıraktığını söyledi. Demirtaş'ın bu kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Selahattin Demirtaş’ın siyaseti bıraktığına ben inanmıyorum. Siyaseti bir tepki olarak ortaya koydu. Siyaseti bırakması da bu kadar birikimin, bu kadar mücadelenin sonucunda normal bir süreç olarak değerlendirmiyorum. Muhakkak ki bir tartışma, bir süreç yaşanmış ve bir tepki olarak ortaya konmuş bir durum. Selahattin Demirtaş’ın siyaseti bırakma gibi bir lüksü olmadığını ve bunun geçici bir karar olduğunu düşünüyorum. Çünkü Selahattin Demirtaş önemli bir değer, önemli bir kazanım ve birikim olarak ortaya çıktı. Bu mücadele içerisinde ortaya çıkan çok önemli bir siyasi figürdür. Yol açıcı, siyaseti okumada, siyasete yön verme açısından bir hayli tecrübeye sahip. Kürt siyasi hareketi içerisinde olması gereken önemli bir siyasetçi diye düşünüyorum.
Tecrübeli bir siyasetçi olarak 2023 genel seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Seçim sonuçlarına baktığımızda, muhalefetin bir başarısızlığı söz konusu. Muhalefet tek adam eleştirisiyle, Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığıyla seçimi alacağını düşündü, ama yanıldı. Çünkü hedef bence sistem olmalıydı. Tasavvur edilen, ülkeye ilişkin projeler olmalıydı. Türkiye halkı muhalefete artık bu tür ithamlarla, hedeflerle seçimin kazanılamayacağını gösterdi. Muhalefet bana göre bu anlamda ciddi bir yenilgi aldı. Sonuçları ağır olan bir yenildi üstelik.
‘’HDP CİDDİ BİR MUHASEBE YAPMALIDIR’’
Seçim öncesi HDP ‘kilit parti’ konumundayken, seçim sonucunda ciddi bir oy kaybı yaşadığını gördük. Siz eski bir HDP’li olarak bu durumunu nasıl okuyorsunuz?
HDP güçlü bir paradigmanın partisiydi. Süreçlerde sürekli siyaset üreten, yeni politik hatlar bulmakta yetenekli bir partiyken, son iki yıllık süreçte bu yeteneğinin çoğunu kaybetti. Birlikte yaşam paradigması, demokratik ulus, ortak vatan, demokratik cumhuriyet gibi paradigmaları yeni siyaset belgeleriyle güçlendirilmesi ve geniş kitlelere ulaştırılması gerekiyordu. Uygulanan siyaset, pratik, parti içi hiyerarşik yapı içerisindeki durumlar, biraz iktidarcılık, yetmez kişiliklerin parti içerisinde kadrolara karşı geliştirdikleri istenilmeyen siyaset tarzı bu tepkiyi dile getirdi. 2015 Haziran’ı ile 2023 Haziran’ına baktığımızda ciddi bir oy kaybı söz konusudur. Kürt demokratik siyaseti anlamında bu da öyle hafife alınacak bir konu değildir, ciddiye alınması ve çok büyük bir muhasebe verilmesi gerekiyor. Yetmez iktidarcı kadroların yeni siyaset ekseninde de yerlerinin olmaması lazım.
'’SEÇİM KAZANILSAYDI BELGELER ORTAYA ÇIKACAKTI’’
Kürtlerin Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na ‘koşulsuz, şartsız’ destek vermesi çokça tartışılan konular arasındaydı. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Koşulsuz, şartsız oy verildiği konusuna ben katılmıyorum. Muhakkak ki görünürde olmayan, siyaset belgeleri temelinde verilmiştir bu destek. Daha sonra açıklanabilecek siyaset belgeleri söz konusudur. Ama şöyle bir şey olmuştur; artık Batı’daki seçmenler Kürtlerin sağlıklı, nitelikli oy kullandıklarını, politik bir halk olduklarını anlamıştır ve bu da Kürtler anlamında ciddi bir kazanımdır. Fakat seçim kazanılsaydı, elbette ki bu siyaset belgeleri ortaya çıkacaktı. Özetle, karşılıksız oy verme gibi bir şey Kürtler adına söz konusu olamaz. Çünkü Kürtler politik bir halk ve ulusal demokratik hakları var.
HDP Milletvekili Sırrı Sakık, katıldığı bir programda ''Kılıçdaroğlu da açık ve net olarak önümüzdeki dönem ne yapacağını kamuoyu ile paylaşmalıdır. Kapalı kapılar ardında söylenenlerin, kamuoyuna da bunların deklare edilmesi gerekir'' demişti ve bu sözleri hayli gündem olmuştu. Sizin bu açıklamanız Sayın Sakık'ı doğrular nitelikte…
Sırrı Sakık’ın değerlendirmesine katılmıyorum, ama Kürtlerin politik bir halk ve onun örgütlülüğünün ulaştığı düzey anlamında bunu ifade ediyorum. Bu mücadelede ciddi bedeller ödenmiş, on binlerce insanımız cezaevinde, dışardakilerin ise siyaset yapmaları engelleniyor. Bu anlamda HDP’nin elbette ki bir karşılık bulacak bir siyaset belgesi çerçevesinde destek verdiğini herkes biliyor. Seçim kazanılsaydı, Kemal Kılıçdaroğlu şahsında bu durum ortaya çıkacaktı, ancak artık tartışmanın anlamı yok.
Seçim sonuçlarından sonra oy kaybeden ve en çok eleştirilen partilerden biri de, doğal olarak HDP oldu. HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, partilerinin olağanüstü kongresinde aday olmayacaklarını açıkladı. HDP bundan sonra nasıl bir yol izlemeli?
HDP çok önemli bir birikim ve bu birikimin geliştirilen birlikte yaşam paradigmasının güçlendirilmesi ve çok geniş kitlelere yayması gerekiyor. Biraz daha kendi ulusal demokratik haklarını önde tutan ve sınıf mücadelesi de dahil, diğer metropollerdeki mücadele alanlarında bu mücadelesini birleştirip, geliştirilen paradigmanın geniş siyaset belgeleriyle güçlendirilmesi ve tahkim edilmesi lazım.
‘’HÜDA-PAR SÜREÇ İÇİN ORTAYA KONULAN BİR YAPI SADECE’’
Cumhur İttifakı listelerinden Meclis’e giren HÜDA-PAR ‘alternatif bir Kürt partisi’ olarak yorumlanıyor. Sizce HÜDA-PAR alternatif bir Kürt partisi mi?
HÜDA-PAR kesinlikle alternatif bir Kürt partisi değildir, asla olamaz da! HÜDA-PAR bir sürecin ürünü ve süreç için ortaya konulan bir siyasi yapıdır. Hatta siyasi yapı demek bile, ne derece doğru olur bilmiyorum. HÜDA-PAR, Kürt ulusal demokratik haklarını savunacak nitelikte bir parti değildir. Geçmişi de sıkıntılı bir parti. Geçmişle doğru bağ kurarsak, gelecekte de Kürt halkının temsilcisi olma ihtimali en zayıf harekettir diye düşünüyorum.
‘’YENİ KABİNEDE BAŞARILI İSİMLER VAR’’
Bakanlık yapmış bir isim olarak, yeni kabineyi nasıl buldunuz?
Tam anlamıyla teknokrat bir kabine olmuş ve oldukça da başarılı isimler var. Cevdet Yılmaz ve Mehmet Şimşek gibi isimler, son derece başarılı isimlerdir. Umarım ülkenin siyasi bunalımdan çok, ekonomik bunalımını düze çıkartacak kararlar alırlar, çünkü bu hepimizi ilgilendiriyor. Ülke şu anda büyük bir bunalım yaşıyor. Bu bunalımdan bir çıkış yolu bulunmalı. Kürt bakanlar tarafından bu yükün yüklenmesi, bence son derece önemli ve Kürtler için bu durum bir kazanımdır.
Son olarak, kurucusu olduğunuz SES Partisi’nden geçtiğimiz günlerde ayrıldığınızı duyurdunuz. Ayrılık nedeniniz neydi?
Bizim SES Partisi’ni kurma amacımız, yeni bir demokratik zemin yaratma çabasıydı. Özellikle de Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl bir yöntemle çözülmesinde, ‘yeni bir zemin yaratabilir miyiz’ kaygısıyla oluşan bir partiydi. Geçen süre içerisinde bu hareketin böyle bir kaygı taşımadığını gördük. Eğer bu kaygı yoksa, orada bulunmamızın çok da bir anlamı yoktu. O yüzden ayrılma kararı aldım. Kalan ve yola devam eden arkadaşlara da başarılar diliyorum.