Savcının beyanı şu şekilde:

Değerli heyet, Enes’in beyanları tutarsızlıklarla dolu. Önce ‘Kardeşimi arıyorum.’ diyor, ancak 5 gün sonra ifadesini değiştiriyor ve ‘Biz Narin kaybolduğunda Muhammet ile birlikteydik.’ diyor. Bu, basit bir değişiklik değil.

Nasuh Mahruki hakim karşısında Nasuh Mahruki hakim karşısında

Kamera görüntülerine göre Narin, saat 16.00’dan önce öldürülmüş. Enes ise ‘Saat 16.30’da Narin’i aramaya başladım.’ diyor. Daha sonra saat değişiyor. 12 Eylül’de verdiği ifadede, ‘Narin, saat 17.40’ta oraya gitmiş gibi konuşuluyor.’ diyor. Enes’e sorulduğunda kendisi de, ‘Bana da mantıksız geliyor, mümkün değil.’ diye ifade ediyor.

29 Ağustos’taki ifadesinde yine bu konudan hiç bahsedilmiyor. Ayrıca, gözündeki morluk ve kolundaki ısırık izleri dikkat çekici. Başta ‘Kendi kendime zarar verdim.’ diyor, daha sonra ise ‘Mısır tarlasında çarpmış olabilirim.’ diyor. Ancak o kalıcı izi açıklayamıyor. Bu kadar şiddetli bir çarpmadan bahsetmek mümkün değil. Bu yüzden Enes’in beyanları güvenilir değildir.

Şimdi birkaç kurgudan bahsedeceğim. Aile meclisinin Enes’i bu olaydan uzak tutmaya çalıştığı çok açık. Örneğin, Hediye Güran, ‘Enes evde uyuyordu.’ diyor. Ancak Enes’in detaylı ifadesinde Hediye’den hiç bahsedilmiyor. Demek ki bu ifade sonradan oluşturulmuş. Hediye Güran, Enes’i kurtarmak için getirilen bir tanıktır. Diğer tanıklar da aynı şekilde Enes’i korumaya çalışıyor. Örneğin, ‘Enes’i aradık, buluştuk.’ diyorlar, ancak aslında Enes’i arayan kimse yok.

 Enes’in cezaevinde kardeşiyle yaptığı görüşmede dikkat çekici bir konuşma geçiyor. Enes, kardeşine, ‘Diş fırçasını kullandım.’ diyor. Kardeşi ise, ‘Konuşma.’ diyerek susturuyor. Enes, Baran’a, ‘Babam avukatları gönderirse göndersin, yoksa onlar bilir.’ diyor. Bu konuşmalar, saklanmak istenen bir şey olduğunu açıkça gösteriyor.

Aile meclisine gelince, ısrarla böyle bir toplantı olmadığını söylediler. Demek ki burada fail araştırılmamış, yalnızca bu olayın nasıl örtbas edileceği tartışılmış. Mecliste sürekli Enes’in adı geçiyor. Bu durum, gerçeklerin üstünün kapatılmaya çalışıldığını ortaya koyuyor.

Nevzat Bahtiyar masum değil ve hiçbir pişmanlık göstermedi. Narin’i oraya bırakıp evine namaz kılmaya dönen, pişmanlık duymayan biridir. Kamera görüntüleri ortaya çıkınca konuşmaya başlayan bir sanıktır. Sonrasında da çelişkili ifadeler vermiş, ancak halen gizlediği şeyler olduğu açıktır.

Nevzat ile Salim sık sık konuşuyor. Muhtemelen Salim bu durumu organize ediyordu. Eğer Narin’in naaşı bulunmamış olsaydı, biz hâlâ Narin’i kayıp olarak arıyor olacaktık. Ancak bu süreçte hiçbir sanık pişmanlık göstermedi.

 Bu nedenle, sanıkların hepsinin iştirak halinde bu cinayetin içinde oldukları açıktır. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalarını talep ediyoruz.