Öztrak, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, ramazanda İsrail'in, Kudüs ve Gazze'ye yönelik saldırılarını lanetleyerek Filistinlilere yönelik zulmün son bulmasını, insanlığın bu zulme sessiz kalmamasını istedi.
Seçime sayılı günler kala, kaybetme korkusu yaşayan iktidarın şantaj, şiddet ve tehditlerinin ağırlaştığını öne süren Öztrak, eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesi, ilahiyatçı yazar Cemil Kılıç'ın evinin önünde darp edilmesi, İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığına kurşun isabet etmesi ve CHP İstanbul İl Başkanlığı binası önünde silahların patlamasının sıradan adli olaylar değil, demokrasiye verilmek istenen gözdağı olduğunu savundu.
Bu olayların kendilerini korkutamayacağını ifade eden Öztrak, Yargıtayın, seçimden önce CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu ve Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül için ceza verilmemesine yönelik yargı kararını bozmasının sıradan bir tesadüf olmadığını iddia etti.
"Kirli odakların provokatif söylemleri bu amacı kirletemeyecek"
HÜDA PAR Genel İdare Kurulu üyesi Şehmus Tanrıkulu'nun, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'e yönelik sözlerini eleştiren Faik Öztrak, tehditlere pabuç bırakmayacaklarını, "Emniyet Müdürü Gaffar Okan'ı şehit eden, Konca Kuriş'i domuz bağıyla öldüren hain elleri kınayamayanlarla yol arkadaşlığı yapanların" 14 Mayıs'ta sandığa gömüleceğini söyledi.
AK Parti hükümetinin millete söyleyecek sözünün kalmadığını iddia eden Öztrak, millet ittifakının ülkenin bütünlüğü ve selameti için bir araya geldiğini, kirli odakların provokatif söylemlerinin bu tertemiz amacı kirletemeyeceğini, buna asla izin vermeyeceklerini bildirdi.
Öztrak, ülkeyi 21 yıldır yöneten hükümetin şehirleri depreme dayanıklı hale getiremediğini, onun yerine 9 kere imar affı çıkardığını belirterek, şunları kaydetti:
"Deprem oldu milletimiz enkaz altında kaldı. Doğru dürüst bir planı olmadığı için enkaz başına askerimizi gönderemedi. AFAD'ı arpalığa çevirdiği için arama kurtarma ekipleriyle vinçleri, vinçlerle operatörlerini buluşturamadı. Toplanma alanları rantçılara peşkeş çekildiği için depremzedeler ne yapacağını bilemedi. 50 bin 399 yurttaşımız, enkaz altında 'Devlet nerede?' diye bağıra bağıra donarak can verdi. Yüzbinlerce konut ve iş yeri yıkıldı. Bugün depremin üzerinden tam 60 gün geçti. Deprem bölgesinde geçici barınma sorunu hala çözülemedi. Tam teşekküllü geçici barınma yerleri hala yapılmadı. Beylerin tek derdi deprem acılarının üzerine bir an evvel rant betonu dökmek, müteharrik temellerle seçim propagandası yapmak. Hatay Samandağ'da dere yatağına dökülen enkaza tepki gösteren depremzedelere, jandarma müdahale ediyor. Yazıktır, günahtır. Depremin yaraladığı insanlarımızın canını bir de siz jandarma copuyla yakmayın."
"Ülkenin demografik yapısını koruyacağız"
AK Parti hükümeti döneminde ülkenin pek çok açıkla karşılaştığını iddia eden Faik Öztrak, Türk Kızılayın kan stoklarının asgari seviyenin altına düştüğünü, 155 yıllık köklü hayır kurumunun hükümetin elinde ticarethaneye döndüğünü savundu.
Öztrak, "Daha önce depremde çadır kuran Kızılay, bu depremde çadır sattı. Milletin bağışları, huzur hakkı denilerek Kızılay yöneticilerinin ceplerini doldurdu. Koskoca Kızılay'ı şaibeli para transferlerine aracı yaptılar. Vergiden kaçınmak için aparat olarak kullandılar. Kirletmedikleri hiçbir değerimiz, hiçbir kurumumuz ne yazık ki kalmadı." dedi.
Milletin Kızılaya güvenmez hale geldiğini ve bağışların durduğunu belirten Öztrak, milletin "Bunlara bağışlasam kanımı satarlar mı?" diye şüpheye düştüğünü öne sürdü.
Umudu çalınan, geleceğini kaybeden gençlerin daha insanca bir yaşam için başka ülkelere gittiklerini belirten Faik Öztrak, "Sadece 2019-2021 döneminde 20-34 yaş arasındaki 417 bin 624 gencimiz yurt dışına göç etmiş. Bunların çoğu ülkemizde birinci sınıf eğitim almış meslek sahibi gençlerimiz. Türkiye en değerli varlığını, beşeri sermayesini yurt dışına kaptırıyor." dedi.
Türkiye'nin sadece ekonomik dengeleri değil, sosyal dengelerinin de çatırdadığını, demografik yapının tehdit altında olduğunu savunan Öztrak, 14 Mayıs'tan sonra geçici koruma kapsamındaki Suriyelileri en geç 2 yıl içinde ülkelerine göndereceklerini ve ülkenin demografik yapısını koruyacaklarını söyledi.
Öztrak, "Hudut namustur. 14 Mayıs'tan sonra bu ülkenin namusunu hak ettiği şekilde koruyacağız. Geçici koruma kapsamındaki Suriyelileri, en geç 2 yıl içinde ülkelerine göndereceğiz. Başta Hatay olmak üzere depremin vurduğu illerimizin demografik yapısını koruyacağız." diye konuştu.
"En büyük yıkım mutfakta yaşandı"
Ülkede Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir yıkıma imza atıldığını öne süren Öztrak, dış ticaret açığının 1 buçuk yılda üçe katlanarak tarihi rekor kırdığını anlattı.
Hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren Faik Öztrak, şöyle devam etti:
"Ne dedilerse, ne söyledilerse tersi oldu. Paramızı pul ederek, enflasyonu, hayat pahalılığını azdırarak, dar ve sabit gelirlileri ezdiler. Konut fiyatları aldı başını gitti. Orta direğin ev sahibi olması artık hayal oldu. Kiralık daire bulmak bile mesele oldu. Ekonomik şiddetin en büyük yıkımı mutfakta yaşandı. Bugün irice bir soğanın tanesi 11 lira 33 kuruş. Orta boy soğanın bir tanesi 7 lira 14 kuruş. Soğan artık doğrandığında değil tezgahtan alınırken milletin gözünden yaş getiriyor.
Market fiyatlarından bihaber hükümetin Nebati bakanı çıkmış, et fiyatlarındaki artışı toplumun damak tadında meydana gelen değişime bağlamış. Koyun eti kokuyormuş onun için milletimiz dana eti yiyormuş. Aslında koyun eti dana etine göre çok ucuzmuş. Bugün Ankara'da markette dana kuşbaşının kilosu 310 lira. Koyun etinin kilosu 330 lira. Nebati bakanın bundan haber yok. Bunun adı taammüden ekonomik şiddettir. Bunun adı taammüden ekonomik terördür. İşte ekonomimizi bu kafalar yönetiyor."
Hükümetin koltuktan kalkmamak için mizah yapan geçlere bile zulmettiğini savunan Öztrak, "Erdoğan ve Bahçeli'nin fotoğraflarıyla 'Bu ürün bizim yüzümüzden pahalı' yapıştırması hazırlayan Mahir Akkoyun gözaltına alındı. İşte bu da zulümdür. Zulmün daniskasıdır. Enflasyonu arşa çıkaranlar, enflasyonu düşürmekle uğraşacağına gençlerimizle uğraşıyorlar. Mahir Akkoyun derhal serbest bırakılsın." dedi.
"Türkiye, 14 Mayıs'ta seçimini yapacak"
Türkiye'nin 14 Mayıs'ta seçimini yapacağını aktaran Öztrak, Türkiye'nin 13. Cumhurbaşkanının Kemal Kılıçdaroğlu olacağını iddia etti.
Basın toplantısının ardından soruları yanıtlayan Öztrak, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından internette bant daraltılmasıyla ilgili Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'nun açıklamasının sorulması üzerine, "Söyleyecek söz bulamıyorum. Deprem bölgesinde insanlar enkazın altında soğukta bir başına, ancak sosyal medyayı kullanarak dışarıdakilere haber ulaştırabiliyorlar, ama siz eleştirileri susturmak için sosyal medyada bant daraltıyorsunuz." diye konuştu.