Doğrusunu söylemek gerekirse, buruk bir bayram geçirdik. Hani içimizi çekerek, çoğumuzun söylediği ve özlediği gibi ‘Ahhh, nerede o eski bayramlar…’ Aslında bayramlar değişmedi. Değişen biz ve zaman. Bu değişime bir de hayat pahalılığı ve fırsatçıların vicdansızlığı eklenince eski bayramları arar ve özler olduk.
* * * * *
Bayramdan önce Ankara'daki ‘Sebze Halini’ gezmiştik. Ulus'taki sebze ve meyve halini de, yazmıştık. Kasaplar Odası Başkanı ile görüşmüştük. Semt pazarlarını da gezmiş, hem esnaf, hem de vatandaşlarla görüşmüştük.
* * * * *
Bayram arifesinde fiyatların birden bire tavan yaptığını gördük. Yahu ne oldu da fiyatları iki kat fazlasına çıkardınız arkadaş! Hiç mi Allah korkusu yok sizde?
* * * * *
Evet. Fırsatçılar işbaşındaydı. Hem asgari ücrete yapılan zammı, hem de Kurban Bayramı’nı yine fırsata çevirdiler haramzadeler. Vicdan, merhamet ve insanlıktan nasibini almamış bu haramzadeler, vatandaşa bayramı zehir etti.
* * * * *
Hayat pahalılığı ve zamlar almış başını gidiyor. Alım gücü ciddi oranda düşmüş durumda. Bu bayramda da ihtiyacın çok altında ürün girdi mutfağa. Vatandaş ne yapsın! Her gün ama her gün ‘zam mı’ olur arkadaş! Nereye kadar gidecek bu iş?
* * * * *
Defalarca kez yazdım, uyardım ve ihbar ettim.. Dedim ki; Denetim mekanizması devre dışı. Market ve pazarlarda denetim yok. Neden? Ses çıkmadı.. Yine dedim ve sordum; zam fırsatçılarıyla bir ortaklığınız mı var? Yine ses çıkmadı. Dedim ki; istediğiniz kadar adım atın, paket açıklayın maaş zammı yapın, başta hiper ve süper marketler olmak üzere gözü paradan başka bir şey görmeyen keyfi zam uygulayan fırsatçılara karşı önlem almadığınız müddetçe, pahalılığın önüne geçemezsiniz..! Yine ses çıkmadı, çıkmıyor.
* * * * *
Denetimin olmadığı yerde zulüm olur, adaletsizlik olur vicdansızlık olur. Boşuna denilmemiş ‘Koyunun bulunmadığı yerde Keçiye Abdurrahman Çelebi derler’.. Yakın zamanda konut kiralarıyla ilgili çıkarılan yasa, Allah aşkına neyi değiştirdi. Konut kiralarında düşüş mü oldu? Hayır tam tersi daha da yükseliyor. Neden? Çünkü denetim yok.!
* * * * *
Anlayacağınız ağız tadıyla bir bayram yaşamadık. Yine sabırsızlık, kural ihlali ve tedbirsizlik neticesinde kan gölüne dönen yolları gördük. Kazalar, yaralılar ve ölümler. Maalesef bu bayramın da en acısı oldu.
İmamoğlu Meselesi..
Birde İmamoğlu meselesi.. Ekrem İmamoğlu, yine bütün meselelerin önüne geçerek gündem oldu. Günlerce TV ve gazete sayfaları ile sosyal medyada o konuşuldu, tartışıldı. İstanbul’da yaşanan sel felaketinde tatilde olduğu ortaya çıktı Ekrem beyin…
* * * * *
Herkes gibi Ekrem bey de tatil yapabilir. Ama koca bir şehri yöneten kişi olarak, doğal afetlerde görevinin başında olması, en doğrusu olurdu. Sel felaketinde tatilini yarıda kesip İstanbul’a dönmeliydi. O vakit bu denli tartışılmayacak, kendilerine yakın medya da dahi kimsenin bu kadar eleştiri ve tepkisini almayacaktı. Depremde kayakta, selde tatilde olmayı alışkanlık haline getirmemesi gerekirdi.
Fatih Altaylı twiiti
Yine çok konuşulan meselelerden biri; Fatih Altaylı bayramın ilk günü sosyal medya hesabı twiiter’den şu twitti attı; Aşı randevusu açıp vatandaşa randevu verip hastane kapısında yeterli aşı yok diyerek geri çevirmek neyin nesi! Aşı yoksa randevu vermeyin. Bayram günü milleti hastane önünde rezil etmeyin. Önce hastanelere aşı yollayın sonra randevu verin. Çok mu zor!
* * * * *
Önce Niyet
Bir çoğumuz Kurban Bayramında vazifesini yerine getirdi. Allah kabul etsin. Ama o kurbanı kestikten sonra da günahlardan temizlenmek gerekir. Bazı alışkanlıklara son vermek gerek.
* * * * *
Diğer günlerde kendisinin etinden derisinden yararlanmak için kesilen hayvanlarla, kurban bayramında kesilen hayvanlar arasında elbette bir ayrım vardır. Kurban bayramında kesilen hayvanlar sadece kan akıtmak, ya da, etinden yararlanmak için kesilmemektedir.
* * * * *
Bu ibadeti sadece bu unsurlara indirgemek yanlış olur. Bu sebeple ibadetlerimizi yerine getirirken o ibadetin konulma amacına uygun olarak hareket etmeliyiz.
* * * * *
Amellerimiz niyetlerimize göre şekillenir. Niyetlerimiz halisse amellerimiz değer kazanır Yüce Yaratan nezdinde. Ancak ameller halis olmayınca en önemli ibadetler bile bir değer kazanmaz.
Yazımı şu güzel tavsiyelerle tamamlamak istiyorum;
Üstadım" dedim, "Bayrama ne keseyim?"
Önce; dedikoduyu kes, kul hakkı yemeyi kes, yalan söylemeyi kes, haram yemeyi kes, israfı kes, kötülükten ilgini kes..." Bunları kesmezsen, ne kesersen kes."
"Üstadım" dedim, "Bayrama ne alayım?"
Birkaç pir-i faniden (büyüklerinden, ana babadan) gönül, birkaç çocuktan gülücük, birkaç fakirden de dua al...