2021 yılında Diyarbakır’a atanan Emniyet Müdürü Dr. Hüseyin Aşkın, geçtiğimiz günlerde emekli olmak istediğini belirterek, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan müsaade istedi.

* * * * *

Ankara kulislerinden duyduğum kadarıyla, Aşkın’a daha üst görevler teklif edildi, ancak kendisi akademiye dönmek istediği için, nazikçe reddetti. Aşkın Müdür, geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’dan ayrıldı.

* * * * *

Öncelikle Diyarbakır’a büyük emek verdiği, bir yıl gibi kısa bir sürede kenti dönüştürdüğü, sokakta gördüğü istisnasız her insana, insan olduğundan dolayı insanca davrandığı için, kendisine minnettar olduğumuzu belirtmek istiyorum.

* * * * * 

Çok değil, daha birkaç yıl önce bu kentte insanlara tepeden bakan, koruma ordularıyla sokaklarda gövde gösterisi yapan bürokratları görüyorduk.

* * * * *

Hüseyin Müdür tam tersi bir tavır sergiledi ve halkın gönlüne taht kurdu.

Onu kimi zaman Ulu Camii önünde vatandaşlarla çay içerken, kimi zaman Bağlar’ın ara sokaklarında gençlerin sorunlarını dinlerken, kimi zaman Cumhuriyet Mahallesi’nde sessiz sedasız insanlara yardım yaparken gördük. Şatafat, ihtişam, kibir gibi davranışların zerresini barındırmadı makamında.

* * * * *

Öyle içten, öyle halktan, öyle sade, öyle şeffaf davrandı ki, bir anda Diyarbakır sokaklarında ismi efsane gibi anılır oldu.

* * * * *

Tabi kendisini sevmeyenler de vardı.

Kimdi bunlar?

Uyuşturucu tacirleri, mafya bozuntuları, kentin üstüne kâbus gibi çöken bahisçiler, faizciler, kanun kaçakları, kandırdıkları 3-5 gençle devlete kafa tutacağını sanan organize suç örgütleri, terör örgütleri, kısacası kanunlara uymayan, halkın huzurunu bozan, devlete karşı gelen herkes.

* * * * * 

Çünkü Hüseyin Müdür, görev yaptığı 1 yıl 1 aylık sürede, bu şarlatanların hiç birine göz açtırmadı, hepsine diz çöktürdü, nerede bir suç varsa tepesine bindi, yargı önüne çıkardı.

* * * * *

Gitmeden önce başlattığı büyük operasyonla, Diyarbakır’ın kanayan yarası haline gelen metamfetamin ticaretine ağır bir darbe vurdu.

* * * * *

Aralarında ‘baron’ ve ‘baroniçelerin’ de bulunduğu yüzlerce kişi gözaltına alındı, tutuklandı. İlk geldiğinde başlattığı Narko-Alan Projesi zaten Türkiye’nin en başarılı projesi seçildi ve ödül aldı. Bu proje bugün Türkiye’nin değişik kentlerinde de başarıyla uygulanıyor.

* * * * *  

Diyarbakır, Türkiye’de terör konusunda en çok operasyon yapan ve şüpheli yakalayan kenttir. Ancak bunların çoğu basına yansımaz. Niye biliyor musunuz?

* * * * *

Çünkü Hüseyin Müdür, Diyarbakır’ın artık terörle, şiddetle, çatışmalarla değil, tarihiyle, kültürüyle, güzellikleriyle anılmasını istiyordu.

* * * * *

İsimsiz kahramanlar elbette terör konusunda da yoğun bir çalışma yürütüyordu. Zira Diyarbakır’ın bu kadar güvenli olmasının asıl sebebi de bu.

* * * * *

Ancak sırf Diyarbakır’ın imajı bozulmasın diye bunların hiç biri basına yansımıyordu, hepsi Hüseyin Müdür’ün aslanları tarafından sessizce ve derinden yürütülüyordu.

Okuyucularım hatırlar.

Hüseyin Müdür Diyarbakır’a atandıktan sonra, kendisiyle ilgili, “Bir polis bir kenti değiştirebilir mi?” başlıklı bir yazı yazmıştım.

* * * * *

Bugün görüyorum ki değiştirmiş. Hem de öyle bir değiştirmiş ki, Diyarbakır Türkiye’nin en güvenli, en huzurlu kenti haline gelmiş.

Peki, Hüseyin Müdür bunu nasıl başardı?

Diyarbakır’a geldiğinden beri sokak sokak dolaştı. Suç profilleri ve analizlerini yaptırıp, doğru zamanda doğru müdahaleyi yaptı. Tabi bunu yapmak kolay değildi.

* * * * *

Sokakta gördüğü her polise projesini anlattı, onları ikna etti ve canla, başla çalışmalarını sağladı. Saatlerce sokaklarda suçluları, hırsızları, halkın huzurunu bozanları kovalayan polisler de müdürlerinin projesine sahip çıktı.

* * * * *

Çok çalışmalarına, yorulmalarına rağmen durumdan şikayetçi olmadılar. Sokaktaki vatandaşlarla aile gibi oldular. Artık halk polisi, polis de halkı tanımaya başlayınca, suçla mücadelede önemli başarılar elde edildi.

* * * * *

Bağlar’da ortaya çıkan bu tablo dalga dalga Diyarbakır’ın bütün her yerine dağıldı, şehrin neredeyse her yerinde polis halkla iç içe ve sağlam ilişkiler kuruldu. İşte Diyarbakır’daki huzur ve güven ortamı böyle sağlandı.

* * * * *

Bugün Diyarbakır, Hüseyin Müdür’ün projeleri ve ekibinin cansiperane çalışmaları nedeniyle, Türkiye’nin en huzurlu, en güvenli kentlerinin başında geliyor. İşte bu sonuç, inanç, azim ve devlete olan sadakatle ortaya çıktı.

* * * * *

Bürokrasiyi bilenler bilir.

Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, polis teşkilatı içindeki en prestijli makamlardan biridir. Neredeyse her polis müdürü Diyarbakır Emniyet Müdürü olmak ister.

* * * * *

Dr. Hüseyin Aşkın, aslında akademik kariyeri de olan İzmir gibi popülaritesi çok yüksek bir kentin emniyet müdürüydü. Orada başarılı çalışmalar yapıyor, suçla mücadelede önemli sonuçlar elde ediyordu.

* * * * *

Bu durum Ankara tarafından da yakından takip ediliyor ve biliniyordu.

Ancak, çukur, hendek ve terör belasından yeni çıkmış Diyarbakır’ın artık güvenlik politikaları anlamında yeni bir vizyona, yani normalleşmeye ihtiyacı vardı. Hüseyin Aşkın da bu görev için biçilmiş kaftandı.

* * * * *

Devlet ona Diyarbakır görevini teklif ettiğinde hiç düşünmedi, tereddüt etmedi ve verilen her görevde olduğu gibi, bu görevi de kabul etti.

* * * * *

Çünkü o polis camiasında “görev adamı” olarak tanınıyor ve görev neredeyse oraya gitmeye can atıyordu. Peki, bu kadar prestijli bir makamdan niye emekli olmak istedi?

* * * * *

Dedikodu kazanını kaynatanlar Dr. Aşkın’ın emekliliğine bir kulp taktılar tabii ki. Bir sürü dedikodu döndü. Ben o dedikoduları değil, gerçeği yazacağım.

* * * * *

Hüseyin Müdür Diyarbakır’a ilk geldiği zaman, zaten bir yıllığına geldiğini, projelerini uygulayıp sistemi kurduktan sonra, emekli olacağını ve akademiye döneceğini söylemişti.

* * * * * 

Söylediği gibi de yaptı, görevini en zirvede bıraktı ve emekliliğini istedi.

Olayın özeti, doğrusu bu. Ancak inanmak istemeyenler, istedikleri şeye inanabilirler.

* * * * *

Umarım Hüseyin Müdür’ün bu tavrı, onlarca yıl yapıştıkları koltuklardan kalkmak istemeyenlere de örnek olur.

* * * * *

Tabii ki Hüseyin Müdür’ün emekli olması hem Diyarbakır için, hem emniyet teşkilatı için büyük bir kayıp. Gerçekten de Türkiye yeri zor doldurulabilecek, vizyoner bir yönetici kaybetti.

* * * * *

Biliyorsunuz son yıllarda Diyarbakır’a atanan çok sayıda bürokrat hakkında, onlarca iddia ortaya atıldı. Kimi doğru çıktı, kiminin yalan olduğu anlaşıldı. Birçok bürokrat da tayini çıkmasına rağmen halen kötü olaylarla anılır.

* * * * *

Ama Hüseyin Müdür göreve başladığı ilk gün gibiydi. Tertemiz. İdealistti, inançlıydı ve başaracağından emindi. Tertemiz bir şekilde Diyarbakır’a geldi, tertemiz bir şekilde Diyarbakır’dan ayrıldı. Yolu her daim açık olsun!

* * * * *

Bir yıl boyunca görev yaptığı kentte Hüseyin Müdür ile ilgili tek bir dedikodu, tek bir iddia, tek bir kötü söz duymadık.

* * * * *

Arkasında tek bir şaibe, tek bir kötü anı bırakmadı. “Ağabeyim” dediği Gaffar Okkan’ın makamında layıkıyla oturdu ve Diyarbakır’ın ikinci Gaffar Okkan’ı oldu.

* * * * *

Şerefiyle, onuruyla, meslek aşkıyla, vatan sevgisiyle, kanunlara bağlılığıyla, devlete sadakatiyle, halka gösterdiği şefkatle bu koca yürekli adamı uğurladık, sonra da kalbimizin başköşesine oturttuk.

* * * * *

Evet, biz de onun arkasından konuşacağız elbette.

Ama söyleyeceğimiz şey şu olacak;

“Güle güle Müdür Bey. Biz sizden razıydık, Allah da sizden razı olsun. Bu kente yaptıklarınız, emekleriniz unutulmaz. Hiçbir zaman da doğruluğunuzu, devlet adamlığınızı unutmayacağız.”