Terör devleti İsrail, günlerdir çok acımasız ve vahşice saldırılar gerçekleştiriyor. Çocuk, yaşlı kadın ayrımı yapmadan sivilleri resmen katlediyor! Bu apaçık bir soykırımdır ve bütün dünya bu soykırımı sadece izliyor.

Dünya, geçmiş yıllara nazaran, savaşları daha çok konuşmaya başladı. Rusya-Ukrayna savaşının ardından, Filistin-İsrail savaşı, Kuzey Kore'nin diğer ülkeleri tehdidi derken, ‘3. Dünya savaşı mı çıkıyor?’ demeden alıkoyamıyoruz kendimizi.

Ben kendimi bildim bileli, Ortadoğu hep karışık. Bu bölgede biz dahil, Müslüman ülkelerin yüzü bir türlü gülmedi. Özellikle Filistin. Her daim zulüm altında, yaşam mücadelesi verdi. Batılılar, mazlum Filistin halkına hep kan, zulüm, vahşet ve ölümü reva gördü.

Doğrusunu söylemek gerekirse, İsrail ve Filistin'in mücadelesi, yıllardır bildiğimiz bir konu. Karşılıklı çatışmaların olduğu, çoğu zaman tarafların birbirine zarar vermesiyle son bulan klasik sokak atışmalarıydı. Fakat geçtiğimiz hafta, Gazze’den yapılan saldırılar ve roket atışları, Dünya'yı şaşkına çevirdi. Kimse Gazze’den böyle bir saldırı beklemiyordu. Uzun süren sessizliğin bozulması, güç kaybeden Netanyahu'yu yeniden harekete geçirdi ve savaş kararı alarak, halkın gözünde yeniden kahraman oldu. Savaş kararı, zaten İsrail halkının istediği bir yoldu. Daha önce saldırılar, çoğunlukla İsrail tarafından yapılıyordu. Bu sefer Gazze'nin saldırıyı başlatması, İsrail için savaş kararı almasında etkili oldu.

Tamam, her ülke kendi güvenliğini korumalı. Eyvallah, buna bir itirazımız yok. İtirazımız, terör devleti İsrail’in kanun, kural tanımaması. Yahu savaşın da bir kuralı var. Bunlar, çoluk, çocuk, yaşlı kadın demeden, resmen katliam yapıyorlar. Bunun adı güvenlik veya karşılıklı eşit bir savaş değil. Bu yaşananlar, resmen bütün dünyanın gözü önünde gerçekleşen bir soykırımdır. 

Yıllardır Filistin halkına yönelik devam eden bir batı zulmü var. Ve ne acıdır ki;  bu zulüm şimdilerde dozunu artırarak daha vahşi bir hale bürünmüş durumda. Gazze’de kan, yıkım, kıyım ve katliam her geçen gün şiddetini arttırarak sürüyor. Gazze’de resmen bir soykırım yaşanıyor.

Filistin’de, işlenen apaçık bir insanlık suçu var. Hukuksuzluklar var. Filistinli masumların üzerine gece gündüz bombalar yağıyor. Çocuklar katlediliyor. Sivil vatandaşların üzerine bombalar yağdırılıyor. Bu bir kere insanlık dışı, savaş suçu, adeta bir soykırımdır.

İsrail’in zulmü yetmezmiş gibi, şimdi de ‘Süper güç ABD’ devreye giriyor. İsrail’e savaş gemisi yolluyor. Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz batılılar, topyekun Müslümanları yok etmeye adeta ant içmiş. Gariban mazlum Filistin halkının üzerine yağdırdıkları bombalar yetmezmiş gibi, şimdi de savaş gemisiyle bombardımana tutulmalarını açıkça hedeflemektedirler.

Uluslararası hukuk resmen ihlal ediliyor. Kural, nizam tanınmıyor. Gazze günlerdir, elektriksiz, ekmeksiz ve susuz.  Dünyada yaşanmış savaşlara bir bakın. Hangi savaşta bu kural uygulanmış.

Artık ne yüreğimiz, ne de gücümüz dayanmıyor. Masum sabilerin cesetlerini görmekten, yanacak organım kalmadı. Bu vahşete ben dayanamıyorum. İçim kan ağlıyor. Hepsini geçtim, bana daha çok acı veren hadise şu; Başta Arap olmak üzere, İslam ülkelerinin açıkça yaşanan soykırıma, vahşete sessiz kalmaları.

Bu sessizlik daha ne kadar devam edecek? Zalimin zulmüne seyirci kalmak, o zulme ortak olmak demek değil midir? İslam ülkeleri şimdi bir araya gelmeyecek, ortak bir karar almayacaksa, ne zaman bir araya gelecek?

İslam ülkelerinin sessizliği, İsrail’in bomba ve vahşetinden çok daha acı veriyor. Son olarak savaşların olmadığı bir dünya temennisiyle…