Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in yaptığı boykot çağrısına, esnaf kesiminden şiddetli tepkiler geldi. Esnaf, siyasi çağrıların ticari faaliyetlere müdahale olarak algıladığını ve bu tür boykotların ekonomik dengeyi bozduğunu belirtti.

Boykot çağrısı, özellikle Güneydoğu bölgesinde karşılık bulmadığı, hem ekonomik hem de sosyal bağlamda önemli bir mesele haline gelmiş durumda. Konuyla ilgili olarak TESK Genel Başkanvekili Alican Ebedinoğlu’nun açıklamaları da dikkat çekici bir yön kazandı. Alican Ebedinoğlu ile konuştum. Esnafın siyasetin içerisine çekilmesinin yanlış bir adım olduğunu belirterek, bu tür çağrıların toplumsal yapıyı olumsuz etkileyebileceğini vurguladı.

Esnaf, genellikle ülke siyasetinin dışında kalmayı tercih eden bir kesimdir. Ticaretin sürdürülebilirliğini sağlamak adına, siyasi kutuplaşmalara girmemek gerektiğini savunurlar. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in boykot çağrısı, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin faaliyetlerini doğrudan etkileyebilecek bir adım olarak görüldü. Birçok esnaf, siyasi tutum ve davranışların iş dünyasına yansımamasının gerektiği görüşünü savunuyor.

Esnaf, boykot gibi eylemlerin ticaretin rotasını değiştirebileceğini ve özellikle küçük işletmelerin bu tür çağrılardan olumsuz etkilenebileceğini belirtiyor. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde, siyasi duruşlarına bakmaksızın ticaret yapan bireyler, boykot gibi kararların sadece siyasi bir mücadele aracı olarak değil, aynı zamanda ticari faaliyetlere zarar veren bir eylem olarak algılandığını ifade ediyor.

Esnafın tepki gösterdiği bir diğer önemli nokta ise, bu tür boykot çağrılarının esnafı “araçsallaştırma” anlamına gelmesidir. Yani, esnafın siyasetin bir parçası haline gelmesi ve ekonomik faaliyetlerin siyasi çekişmelerin konusu olması, esnafı zorda bırakmaktadır.

TESK Genel Başkanvekili Alican Ebedinoğlu ile konuştum. Özgür Özgür Özel’in boykot çağrısını, bu çağrının esnafta nasıl bir karşılık bulduğunu sordum. Ebedinoğlu 20 yılı aşkındır Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği’nin başkanlığını yürütüyor. Oldukça tecrübeli bir isim. TESK’in son seçimleri sonrası da TESK Genel Başkan Vekilliği görevine seçildi. Hafta sonu telefonla kendisini arayıp boykot meselesini konuştum. Son derece önemli ve çarpıcı tespitlerde bulundu.

Esnafın siyasetten çekilmesinin önemli bir gereklilik olduğunu belirtti. Esnafın işlerini yürütürken, siyasi partilerle veya herhangi bir siyasi hareketle ilişkisini sınırlı tutması gerektiğini ifade etti. Ebedinoğlu’na göre, siyasetin her alana sızması, toplumsal düzeni ve ekonomik dengeyi bozabilecek potansiyele sahiptir.

Ebedinoğlu, boykot çağrısının özellikle Güneydoğu bölgesinde etkili olamayacağını ve bu tür çağrıların halk arasında karşılık bulmadığını dile getirdi. Güneydoğu’da siyasi kutuplaşmanın daha derin olduğuna dikkat çeken Ebedinoğlu, bu bölgedeki esnafın ve halkın, partiler üstü bir bakış açısına sahip olduğuna inanıyor.

Bölgede, ekonomik hayatın ve iş yapma biçimlerinin daha pragmatik olduğunu, dolayısıyla siyasi boykotların yerel halk üzerinde uzun vadede etki yaratamayacağını söyledi. Özgür Özel’i de gözünü esnafın tezgahına dikmekle suçladı.

Özgür Özel’in boykot çağrısının, özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesinde karşılık bulmaması, bölgenin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısıyla doğrudan ilişkilidir. Güneydoğu, Türkiye’nin diğer bölgelerine göre daha farklı bir toplumsal yapıya sahip. Bölgede, halkın siyasi tutumları genellikle yerel ve pragmatik değerlere dayalıdır. Bu nedenle, Türkiye’nin diğer bölgelerindeki gibi, burada da bir boykot çağrısının geniş bir kesim tarafından kabul edilmesi beklenmemektedir.

Bunun birkaç nedeni vardır. İlk olarak, Güneydoğu halkı, ticaretin siyasi kutuplaşmaların ötesinde bir mesele olduğunu ve ekonomik faaliyetlerin daha çok halkın günlük ihtiyaçlarını karşılama amacına yönelik olduğunu savunur. Bu nedenle, siyasi boykotlar bu halkın ekonomisini ve yaşam biçimini tehdit edici bir unsur olarak görülmektedir. Ayrıca, bölgedeki esnaf da, ticaretin sürdürülebilirliğini sağlayabilmek adına genellikle politikadan uzak durmayı tercih etmektedir.

Özgür Özel’in boykot çağrısı ve esnafın tepkileri, Türkiye’deki ticaret ve siyaset arasındaki ilişkinin ne kadar hassas bir dengeye dayandığını ortaya koymaktadır. Esnaf, ticaretin siyasi çekişmelerin bir aracı haline gelmesini istememekte ve bu tür eylemlerin uzun vadede zarar verici olacağını savunmaktadır.

Bu noktada, Alican Ebedinoğlu’nun da belirttiği gibi, esnafın siyasetten mümkün olduğunca uzak durması gerektiği görüşü, toplumsal yapıyı bozabilecek politikalara karşı bir uyarıdır.

Öte yandan, boykot çağrısının özellikle Güneydoğu’da karşılık bulmaması, bu bölgenin ekonomik ve sosyal yapısının boykot gibi siyasi hareketlere karşı duyarsız kalmasına yol açmaktadır. Bu durum, aynı zamanda Türkiye’nin farklı bölgeleri arasındaki ekonomik ve siyasal farklılıkları da gözler önüne sermektedir.

Sonuç olarak, siyasetin ticarete müdahalesi, hem esnaf hem de toplumun genelinde huzursuzluk yaratabilir. Bu noktada, siyasi liderlerin ve parti temsilcilerinin daha dikkatli ve stratejik hareket etmeleri, ekonomik dengeyi korumak adına önemlidir.