İçinde yaşadığımız, ayakta durmaya çalıştığımız, hayatın içinde bir birey olarak yaşanan olumsuzluklara, acımasızlıklara maalesef şahitlik etmek zorunda kaldığımız bir dönem.

Ekonomik şartların ve ekonomik zorlukların, ya da çok rahat para kazanmanın verdiği raydan çıkma durumu.

Ve bu sebepler neticesinde bir başkasının yaşamına üstünlük kurma ve müdahale etme hakkını kendinde görme çabası, yani bir gözü dönmüşlük örneği sergilenmesi.

Hemen hemen her gün, her saat, her yerde yolda yürürken, trafikte seyrederken ya da bir çay ocağında dinlenme molasında iken, karşılaştığımız maalesef ki şahit olduğumuz ve müdahale edemediğimiz (müdahale edenlerin başına neler geldiğini bildiğimiz için) şiddetin her hali...

KADINA ŞİDDET, ÇOCUĞA ŞİDDET, ESNAFA ŞİDDET

Nasıl bu hale geldik, anlamakta zorlandığımız çözemediğimiz bir durum. Bir zorbalık. Gördüğümüz şahit olduğumuz binlerce örnek akıl almaz teşebbüsler.

İşte en son yaşadığımız İstanbul Esenyurt'ta tekel bayide yaşanan, gencecik iki gencimizin hayatını kaybettiği, bir gencimizin de ağır yaralı olduğu kavga.

Bu kan dondurucu görüntüleri izlerken, yaşadığımız üzücü durumun açıklaması da anlatılır gibi değil. Maalesef görüntülere hepimiz şahit olduk.

Nasıl bir alçaklık, nasıl bir vahşilik, nasıl bir akıldışı öfke, nasıl bir gözü dönmüşlük.

Tamamen karşıdakini kontrol altına alma ve otorite kurma çabası ve bu görüntünün izleyenlerde bıraktığı tramva. Bu şiddet olaylarının son yıllarda gerek psikolojik nedenlerden gerek sosyolojik nedenlerden sayısında ve görünürlüğünde artışların yaşandığı da bilinmektedir.

Şiddetin önlenmesi ile ilgili  önlemler çalışmalar sıkça yapılmaktadır. Bugüne gelecek olursak alınan önlemlerin yürütülen çalışmaların çok çok eksik olduğu da bu yaşananların sonucuna etki etmediğinin göstergesidir.

Şartlar ne olursa olsun konu ne olursa olsun bunun karşılığı şiddet olmamalı Yarın bizlerin ne ile karşılaşacağı nasıl bir şiddete şahitlik edeceğimizi düşünmek bile insanı geriyor.

Rabbim bu şiddet meyilli musibetleri herkesten uzak tutsun. Böyle bir durum karşısında da bizlere aklı selim olmayı aklı selim davranmayı nasip etmesini, herkes için gönülden diliyorum.

Bizlerin güvenliğini sağlayan kolluk kuvvetlerinin de bu konularda acil

önlemlerle müdahalelerini yapmalarını, karar verici kanun yapıcı üst makamların bu konuyu tekrar tekrar gözden geçirip tekrar tekrar incelenmesi ve bu konuda ivedilikle önüne geçilecek çalışmaların yapılması ve yürütülmesinin farz olduğunu düşünüyorum.

Şiddete teşebbüs edenlerin bu teşebbüsün karşılığında en üst cezayı alacağını bilmesi bile, kişinin kendisini bir nebzede olsa geri adım atmasına katkı sağlayacağı kanaatindeyim.

Düşünebiliyor musunuz, sabah evden çıkıyorsunuz ve bir dengesize, bir alçağa yem oluyorsunuz. Bir kocaman aile yok oluyor, bu asla kimsenin kabul edeceği bir durum değildir.

Herkes elini kolunu sallayarak, ulu orta yerlerde bile büyük bir rahatlıkla bir başkasının yaşam hakkını engelleme hakkına sahip değildir. Şu anda bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde bile, dışarıdan gelen bir kalabalık sesler, bir hengame, bir curcuna, ne olduğu belli olmayan bir karmakarışık durum ve bir şiddet keşmekeşi.

Ben şahsen üzerime bir bıçak alayım, caddeden karşıdan karşıya geçemem, geçsem bile anında polisi karşımda bulurum. Şimdi nasıl oluyor da bunlar silahlarla, bıçaklarla caddelerde rahat rahat gezmeler. Dükkan basmalar, yaralamalar, öldürmeler..

Toplumda şiddetin önlenmesi konulu birkaç programa da katıldım,

Sunumlar, grafikler, makaleler... Resimler çekildi, plaketler verildi.

Sonuçlar hayatın akışına yansıdı mı bilmiyorum.

Anlatılanlar hayatın akışına monte edilmeli.

AİLELER Parçalanıp yok oluyor.

ASLAN GİBİ GENÇLERİMİZ

MELEK GİBİ ÇOCUKLARIMIZ

AİLENİN DİREĞİ KADINLARIMIZ YOK OLUP BİTİYOR.

Şiddete tanıklık etmeyeceğiniz günler diliyorum.

Huzurla kalın

Sevgiyle kalın.