Değerli okur; bir önceki köşe yazımın devamı olarak okumak ve yazmak üzerine yazmaya devam ediyorum.

Yazmayı bilmek için okumayı iyi bilmeliyiz. Okumayı bir yaşam felsefesi olarak belirlemeliyiz. Düşünmenin en iyi yolu yazmaktır. Yazabilmek için harekete geçmek yazmaya oturmak yani masaya oturmak ve zaman ayırmak gerekiyor. Masa hazır, başlamak ve ilk cümleyi yazmak gerekir. Korku ve gerilim edebiyatının en bilinen isimlerinden biri olan Stephen King, “Okumak için zamanınız yoksa yazmak için de zamanınız yoktur.” diyor. Okumak ve yazmak işte bu kadar bağlantılı!

YAZARI 250 YAZAR ADAYI OLAN KİTAP

Bismil ve Kayapınar İlçe Milli Eğitim müdürü olarak görev yaptığım yıllarda (2015-2022 yıllar arası) özellikle gençlerimizin içindeki o saklı cevheri dışarı çıkarmak için ekibimizle birlikte yaptığımız projemizden birine değinmek birini yazmak istiyorum. Sevgili çocuklarımıza hedef aşılamak, özgüven vermek, okuma ve yazmaları teşvik etmek için tüm okullarımızda ilçe milli eğitim müdürlüğü bünyesinde ‘Okudukça Yazıyorum’ ve ‘Ben de Yazarım’ adlı kitap çalışmasını yaptık. Öğrencilerimiz okudukça yazdılar. Yazdıkça kitap çalışmalarını yaptılar. Bu anlamlı çalışmada her yıl binlerce öğrencimizin hayallerini, hedeflerini, heyecanlarını ve cesaretlerini, özgüvenle ve azimle kaleme döken, sevgi dolu genç yazar adaylarımıza, geleceklerini inşa etmeye çalışan ve yaşama hazırlanan bu genç yazar adaylarımıza ışık olan idealist öğretmenlerimizle birlikte bu çalışma ile gelen eserleri kitap haline dönüştürüp ve yazarı 250 yazar olan kitabı okurlarla buluşturduk.

Bu yolculuk öyle güzel ve yoğun ilgiyle sürdü ki öğrencilerin kitap basılmasını sabırsızlıkla beklediler ve eserlerinin kitapta olup olmadığını çok merek ettiler. Çocukların o heyecanını sağlayan eminim ki bir kalem ve bir düşten ibarettir. Bir kalem ve bir düş onları her yere götürebilir. Bu kitapta eseri olan yazar adaylarıyla sohbet ettiğimde bu süreçte asıl zor olan neydi sorduğumda verilen cevap ‘Asıl zor olan yazmak değil yazmaya oturmaktır.’ Bu cevap belki yazar olmak isteyenlerin bilmeyip de, gerçek yazarların bildiği bir sır olarak buraya not düşebilirim. Ben de Yazarım kitaplarında eserleri olan genç yazar adaylarımızın eserlerini dergi ve gazetelerde görünce gelecek adına umut var oluyoruz, yükümüz ağır, yolumuz dar, sorumluluğumuz fazla olduğunu biliyoruz. Yaptığımız iş üstlendiğimiz misyon omuzlarımıza ağır yük bindirse de bu bizleri, geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin yarınlarını, teminat altına alan gayretimizden alıkoymamalıdır.

OKU, OKU SONRA YAZ

Okuyan ve yazan gençlik düşünür, kafa yorar, olaylara farklı bakar, güzel düşünür ve yorumlama yeteneği artar. Hem akademik hem de sosyal yönde başarılı olur. Hem sınav başarısı hem hayat başarısı için okumak yazmak gerekir. Sevgili gençler unutmayın ki bu coğrafyada okumazsanız canınıza okuyacaklar var. Değerli eğitimciler ve ebeveynler sahip çıkmadığınız çocuklarınıza sosyal medyada ve sokakta sahiplenecek şer odakları çok. İnsanı insan yapan büyük hedefleri, amaçlarıdır.

Yazar olmak, hedefi ve amacı olan insanların daha çok okuyup ve karalaması yazması, not tutması, kararlı olması, disiplinli olması, vazgeçmeden alışkanlık kazanması ve en önemlisi de yazmaya oturması gerekir. Sayın okur üretmeye, okumaya, yazmak için oturmaya,  aydınlık yarınlar için rahatını bozmaya devam et, çünkü istesek istemezsek de hayat devam ediyor. Bir kalem ve bir düş bizi her yere götürebilir.

“Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı pıhtılaşmış bir kandan yarattı. Oku!, oku, oku. Her şeyi oku. Tıpkı ustasını izleyen bir çırak gibi. Oku! Onu özümse. Sonra yaz. Eğer iyi olursa, öğrenmişsin demektir. Kötü olursa, pencereden at gitsin!

Sadece yazın söz uçar, yazı kalır. Yazın

Yazarlık yolcuğunuz ile ilgili belirli hedeflere sahip olun

Sadece başlayın. Adım adım karalayın ama acele etmeyin

Bırakın ilk gelen cümleler birbirinden kötü olsun. Ama vazgeçmeyin.

Yavaş yavaş yazın. Gerekirse çok karalayın. Ama yazmaya devam edin.

Yazının devamında görüşmek dileği ile…