Hiç bu kadar uzun olmamıştı… Hiç bu kadar uykusuzluk, huzursuzluk vermemişti. Hiç bu kadar karanlık, kaos, sıkıntı, feryat ve figanla geçmemişti.

Aylardır, gecemizde, gündüzümüzde kan, gözyaşı, katliam, küçücük bedenlerin parçalara bölündüğü fotoğraflar var. Ve başta İslam ülkeleri olmak üzere, dünya bu fotoğraflara normal bir fotoğraf kataloğu gibi bakıyor.  

Yüreğimiz, ciğerimiz alev alev yanıyor. Bırakın uyumayı, yatağa girmeye utanır olduk. Ne yediğimiz, ne içtiğimizden tat alamıyor olduk artık.

Bir vahşet yaşanıyor. Açık bir katliam ve soykırım gerçekleşiyor. Başta İslam dünyası olmak üzere, bütün dünya film izler gibi izliyor.

Her gün, her saat ve her dakika savunmasız, küçücük bedenler parçalara bölünüyor. Gözü dönmüş kuduz terör devleti İsrail, katliama, kana doymuyor. Her saat masum, savunmasız mazlumları İslam dünyasının gözüne baka baka katlediyor.

Peki bu soykırım, bu katliam, vahşet ne zaman bitecek? Bu karanlık ve uzun gecenin sabahı ne zaman gelecek? Ben söyleyeyim; İslam dünyası bir araya gelmedikçe, Arap liderler şatafatlarından vazgeçmedikçe, bu zulüm bitmeyecek.

Bu dağılmışlıktan İsrail ve ona destek veren ülkeler cesaret alıyor. Nasıl olsa ‘Bize birkaç laf edilir, göstermelik kınama olur. Bu Müslümanlardan bize bir saldırı filan olmaz, savaşa, katliama devam’ diyorlar.

Terör devleti arkasına başta ABD olmak üzere, AB ülkelerinin neredeyse tamamının desteğini alarak katliama hızla devam ediyor. Peki ya biz Müslümanlar… Üzerimizdeki ölü toprağı bir türlü atamıyoruz.  

Hedef ve amaç çok net. Batının hedefi İslam. Filistin’i topyekun silmeyi kafalarına koymuşlar. Savaşı adım adım İslam ülkelerine yayacaklar.

İslam ülkeleri tehlikenin farkında değil. Din kardeşlerimiz her gün katlediliyor. Gazze’de mazlumların cesetleri artık toprağa dahi tek beden, tek vücut olarak defnedilmiyor. Küçücük bedenler parçalara bölünmüş vaziyette.

Gazze, her güne katliamla başlıyor. Terör devleti Siyonist İsrail, hafta sonu Gazze Şehri'nin Daraj bölgesinde göç eden Filistinlilerin sığındığı El Tabiin Okulu’nu sabah namazı saatlerinde füzelerle vurdu. Aralarında çocukların da olduğu yüzlerce din kardeşimiz şehit oldu.

Katliam saldırısı sonrası şehit olanların bedenlerine baktım. O fotoğraflar iki gün uyutmadı. Parça parça olmuş, poşetlere bırakılmış cesetler. Vücuttan kopan bir kolu gördüm. Şehadet parmağı havadaydı. Hangisini söyleyeyim ki; vahşete doymayan alçak hain kuduz İsrail, daha kaç yüz tane din kardeşimizin bedenini bu hale getirecek?

Yahu bu nasıl Müslümanlıktır. 57 İslam ülkesi film izler gibi katliamı izliyor. Hiç mi uykunuz kaçmıyor be nasipsizler. Nasıl evlerinizde rahat uyuyorsunuz. Kendi çocuklarınız, torunlarınıza bakarken hiç mi Gazzeli mazlumlar aklınıza gelmiyor?

Allah baki ve büyüktür. Sizden bunun hesabını sormayacağını mı sanıyorsunuz? Muhakkak ki Allah vaadini yerine getirecektir.

Ey başta Arap liderler olmak üzere, İslam ülkeleri gösteriş ve saltanatta çok öndesiniz. Petrol kralısınız. Kraliyet saraylarında yaşıyorsunuz. Çok değil biraz o kibir ve şatafatınızdan taviz verseniz, dünyayı mahkum edersiniz. Abartmıyorum, sizin öyle bir gücünüz var. İki gün petrol musluğunu kapatsanız dünyayı durdurursunuz. Ama yapmıyorsunuz. Nefsiniz körlermiş. Masum ve mazlum sabilerin alçakça katledilmesine çıt çıkaramıyorsunuz. Siz nasıl Müslümansınız. Hayır, asla kabul etmiyorum. Sizinle aynı dine mensup olamayız. Aynı Rabbe secde edemeyiz. Sizin her şeyiniz para ve saltanat. 

Savaş uçaklarından atılan füzeler nasıl ki, o mazlumların bedenini parçalıyorsa, para, hırs ve saltanat sizin kalplerinizi köreltmiş.

Kalpleriniz körlermiş, gözleriniz körleşmiş. Ben yine de hatırlatayım; Gazze’de her gün katliam var. Ve artık Müslümanların cesetleri parçalanmış vaziyette poşetlerle taşınıyor. Kefene dahi sarılamıyor. Kol, bacak ve kafalar ayrı ayrı. Kimisinin bedeninin üçte biri bile yok. Uyuyun beyler uyuyun. Feryat figan sesleri arşı bile sarsarken, siz rahat rahat uyuyun!