Günlerdir depremzedelerle konuşuyorum. Öyle şeyler anlattılar ki; ürperdim. Yaşadıkları ve onlara yaşatılanları dinlerken, kanım dondu. ‘İnsanın azılı düşmanı bile bunu yapmaz!’ dediğim bir zulüm yaşıyorlar.
Başta deprem bölgesindeki iller olmak üzere, ülkemiz genelinde kanayan yara haline gelen çok önemli bir sorun var. Vicdan ve merhametten uzak bazı kimselerin var ettiği ve maalesef şu ana kadar da kimsenin önüne geçemediği birkaç mevzu… Bu mevzuları halletmediğimiz müddetçe, vatandaşın derdine de asla çözüm bulunamayacaktır.
Deprem bölgesindeki illerde yaşayan vatandaşlardan, her gün, her saat telefon alıyorum. ‘Allah rızası için sesimizi duyurun. Ev kiraları ve nakliye ücretleri 5 kat arttı. Ev bulamıyoruz, marketlerde fahiş fiyatlar var. Artık bu zulme birileri dur desin!’ diye isyan ediyorlar. Son derece haklılar. Bu bir zulümdür. Asla ticaret özgürlüğü değil, fırsatçılığın, ahlaksızlığın ta kendisidir.
Nedir bu fırsatçılardan çektiğimiz. Vicdanı kurumuş, merhametsiz, gözü paradan başka hiçbir şey görmeyen, doyumsuz yaratıklardan nedir çektiğimiz.
Her felaketi, fırsata ve ranta çevirenlerle nasıl bir arada yaşayacağız? Evladı gitmiş, evi gitmiş, perişan olmuş bir depremzedeye bu kötülük nasıl yapılır? Anlaşılır gibi değil. Nedir bu istismar? Nedir bu aç gözlülük? Nedir bu bitmeyen, tükenmeyen fırsatçılık. Allah aşkına bu kadar olur mu? Hiç mi vicdan, merhamet, Allah korkusu kalmamış?
Deprem bölgesindeki illerimizin Valilerine ve Belediye Başkanlarına, buradan açıkça seslenmek istiyorum; Allah rızası için, vicdanı kurumuş, fahiş fiyatlarla evlerini kiraya veren ev sahiplerine sıkı bir denetim yapılması talimatını verin artık. Ve bu istismarcılara hukuk önünde hesap sorulmasını sağlayın. Lütfen ama lütfen çok rica ediyorum!
Tarifi ve boyutu olmayan acı yaşıyoruz. On binlerce insanımızı kaybettik. Küçücük sabiler yetim-öksüz kaldı. Birçok insan evlat acısıyla boğuşuyor. Yüce Allah’ım hepsine sabır versin. On binlerce insan evsiz, yurtsuz, sokakta bir şekilde yaşamaya çalışıyor.
Yaralar sarılsın, depremzedelerin barınma sorunu çözülsün diye, devlet-millet el ele vermiş, herkes elinden geleni yapma gayretindeyken, bazı kansızların nelerin peşinde olduğunu görünce, acı ve öfkemiz kat be kat artıyor. Allah ıslah etsin diyeceğim, ama bunların ıslah olacağı filan yok. Bunlar bütün insanı duygularını kaybetmiş. Nasipsiziler…
Malumunuz, asrın felaketinin vurduğu 10 İlimizde 3 aylık olağanüstü hal ilan edildi. Deprem bölgesindeki bu illerimizde halen artçı depremler devam ediyor. Bazı illerde enkaz kaldırma çalışmaları sürmekte. Devletimiz, insanların başta barınma olmak üzere, her türlü ihtiyaçlarını gidermek için seferberlik başlatmış durumda.
Millet olarak kırmızı alarm vermiş durumdayız. Herkes elinden geldiğince depremzedelere destek için bir biriyle yarışıyor. Devlet-millet el ele seferberlik başlatmışken, bu felaketi fırsata dönüştürenlerle bir arada olmaya, onlarla aynı havayı solumaya utanır hale geldim.
Depremzedelerden dinlediklerim, samimiyetimle söylüyorum; ürpertti. İnsanın azılı düşmanı bile yapmaz dediğim bir zulüm…
İfade ettiğim gibi devletimiz, depremzedelerin her türlü sıkıntısını gidermek için seferber olmuş durumda. Ancak bu olağanüstü dönemi, fırsat bilip fahiş fiyat uygulayanlar maalesef gözden kaçar gibi oldu.
Başta deprem bölgesindeki iller olmak üzere, İl Valilerine buradan seslenmek istiyorum;
Değerli Valilerimiz;
Vatandaşların refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; temel hak ve hürriyetlerini korumak, Devletimizin asli görev ve sorumluluklarındandır.
Ayrıca vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının teminine yönelik, piyasa koşullarında sunulan mal ve hizmetlere erişiminin güvence altına alınması da, Devletimizin yasal sorumlulukları arasındadır. Kamu hizmetleri ile piyasa koşullarında mal ve hizmet sunumu kamu düzeninden etkilenmekte; bu hizmet ve sunumlarda olası aksamalar da kamu düzenini bozabilmektedir. Vatandaşlarımızın günlük hayatlarının aksama ve sıkıntı olmaksızın idamesine ilişkin her türlü tedbiri alma, yetki, görev ve sorumluluğu ise şüphesiz kamu idarelerine aittir.
Lütfen ama lütfen denetimleri sıklaştırın. Şuanda deprem bölgesindeki illerimizde başta kiralık evler olmak üzere, nakliye ve temel ihtiyaç ürünlerinde inanılmaz bir artış söz konusu. Vallahi de, billahi de abartmıyorum; gün geçmiyor ki depremzedelerden bu şikayetleri almayalım.. Hepsinin ortak şikayeti; kiralık ev ve nakliye ücretlerinin beş kat artması. Bu zulümdür. Bu zulmü engellemek, en başta siz değerli idareci ve yöneticilerimizin görevidir.
Lütfen çok rica ediyoruz, emlak sektörüne, ev sahiplerine, nakliyecilere ve marketlere yönelik daha etkin ve daha sıkı bir denetim mekanizmasını hayata geçirin. Çok ağır ve caydırıcı cezai işlemlerin uygulanması artık kaçınılmazdır.
Zira önceki gün Malatya Valiliği, TOKİ’deki evini 9 bin TL gibi fahiş fiyata kiraya vermek isteyen ev sahibinin evini 2 yıllık mühürledi. Bu cezayı uygulayan Malatya Valiliğini alkışlıyorum. Helal olsun.. Diğer Valiliklere de örnek olmasını umut ediyorum.
Bu cezaların artması lazım. Zulmün karşısında mazlumun yanında olmak hepimizin öncelikli görevidir.
Sayın Valilerimizden ricamız; Bu meseleyi dikkate alıp, gereğini yapmalarıdır.