Dünyanın gözü önünde bir soykırım yaşanıyor. Bir millet kaydediliyor. Dile kolay. 40 binin üzerinde mazlum masum insan katledildi.
Savunmasız masum çocuklar, kadınlar ve yaşlılar… Dünya film izler gibi izliyor bu Siyonist katliamı. Sözde insan hakları savunucularından ‘Çıt’ yok.
Batının iki yüzlülüğüne şaşırmıyoruz. Alışkınız. Ya peki şu Arap ülkelerinin liderleri… Ümmet onlardan da umudunu kesmiş durumda. Batının ne kadar iki yüzlü olduğuna eminsek, Arap ülkelerinin liderlerinin de paradan, saltanattan, kraliyetten vazgeçmeyeceklerinden o kadar eminiz. Onlardan ne Gazze’ye, ne de Müslümanlara tek bir fayda yok.
Savaş yanlısı biri asla değilim. Ama açık söyleyeyim İsrail’e kim savaş açarsa, onun destekçisi olurum. Çünkü İsrail denilen terör devleti aylardır canımı acıtıyor. Yüreğimi yakıyor. Benim masum ve mazlum din kardeşimi katlediyor. Bebekleri bile bombalıyor.
Katil, terör devleti İsrail’e topyekun bir saldırının olması lazım. Aylardır yaptığı katliam ve soykırımın bedelini ödemelidir. Gördük ki yaptırımlarla, ihracatın durması, İsrail yapımı ürünleri boykot etmekle bu bedel ödenmiyor. Onların anladığı dilden cevap verilmesi lazım.
Açıkça ifade ediyorum, İsrail’in vurulması lazım. İsrail’in yerle yeksan olması lazım. Başta ABD olmak üzere, İsrail destekçisi ülkelerden de korkmamak, çekinmemek lazım. Çünkü onlar aylardır soykırım ve katliamı film izler gibi izliyorlar.
İsrail’in vurulmasını da onlara film izler gibi izletmek lazım.
Peki kim izletecek? Yıllardır İsrail ile İran arasında bir vekalet savaşı yürütülüyor. İsrail’in İran topraklarındaki katliam ve saldırıları bardağı taşıran son damla oldu. İran haftalardır, İsrail’i uyarıyor. Bütün dünyaya İsrail’e saldıracağını açıkça beyan ediyor. Peki İran neyi bekliyor? Kendince yeri ve uygun zamanı mı kolluyor? Yoksa sadece tehdit mi ediyor?
Haftalardır ‘Acaba bu gece mi?’ demekten beklemekten yorulduk. İran, kendisine yapılanları sineye çekmemeli ve biran önce sözünü tutmalı. Vuracaksa vurmalı artık İsrail’i.
İran, Arap ülkeleri gibi davranırsa, saldırı sözünü tutmazsa, prestijini ciddi anlamda sarsacaktır. İran kendi topraklarında İsrail’in sayısız saldırısına maruz kaldı. Bu saldırılarda generalleri bile infaz edildi. En son Tahran'da suikasta uğrayan Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin şehit edilmesiyle muazzam bir güvenlik zafiyeti verdi.
Heniyye’nin şehit olmasının ardından İsrail’e ‘Cevabımız çok sert olacak’ mesajı vererek saldıracağını bütün dünyaya ilan etti İran.. O mesajın üzerinden haftalar geçti hala İran sessiz.
İran, karar vermeli artık. Ya İsrail’e yönelik saldıracağının sözünü tutup, intikamını alacak, ya da verdiği sözleri tutmayan, kendi insanının kanını yerde bırakan, İsrail’den korkan bir ülke olarak tarihe geçecek.